🐙 Omega 3 Ve Omega 6

Omega-6 levels have increased significantly. One study showed when the amounts of omega-6 to omega-3 were between 2:1 and 5:1, omega-6 helped with inflammation in people with rheumatoid arthritis BothOmega-3 and Omega-6 are “essential fats”. In other words, our bodies cannot manufacture them and they are necessary for a healthy life. They both have health benefits when used in place of less healthy fats. Researchers are still debating how much of each type is necessary, but overall they recommend more Omega-3s and using Omega-6’s Althoughboth omega-3 and omega-6 fats are essential for human health, getting too much of one can hinder the effects of the other. The typical Chinese or Western diet contains at least 15 times more omega-6 than omega-3 fats, mostly LA & AA. Consuming too much omega-6 fatty acids, particularly LA and AA, produces clots, constricts arteries Omega 6 fatty acids are polyunsaturated fatty acids with a final double bond (C=C) at the sixth carbon atom from the tail of the carbon chain. Other Names: Omega 3 fatty acids: ω-3 fatty acids, n-3 fatty acids. Omega 6 fatty acids: ω-6 fatty acids, n-6 fatty acids. Chemical Structure: Omega 3 fatty acids: ALA is an essential omega-3 fatty The#1 way to decrease omega-6 is to reduce seed and vegetable oils that are high in omega-6, as well as the processed foods that contain them. How much omega-3 and omega-6 should you have in your diet? From the research (including multiple meta-analyses) a range of 1-2g of combined EPA and DHA is the recommendation for health improvements. Both are PUFAs and they play important roles in the human bodies, although they have relatively different sources. Omega-3 is mainly found in fish and nuts, while Omega-6 is found in oils and seeds. They both have anti-inflammatory properties, although Omega-3 is good for the circulation and for preventing heart disease and various forms of Function-wise, Omega-3 fatty acids are essential for brain development and reducing anti-inflammatory response. Omega-6 fatty acids, on the other hand, are good for skin and lowering blood cholesterol, but they also promote an inflammatory response in the body. 7EMPwn7. Konuşmacı “Balıktan elde edeceğiniz omega-3’ler işinize yaramaz. Onlar balıklar içindir. Bitkisel omega-3’lerden, özellikle de keten tohumu kapsüllerinden faydalanmanız gerekir” dedikten sonra konferansın bitiminde firmasının ithal ettiği keten tohumu kapsüllerinin özelliklerinden önce de yazdım, tekrarlamakta fayda var Üç önemli omega yağ asidi grubu var Omega-3, omega-6 ve omega- 9 yağ asitleri. Bu grupta bulunan yağ asitleri vücudumuz için faydalı, yiyeceklerle kazanılmaları zorunlu yağlar. Omega-3 yağlarının iki kaynağı var. ınsan vücudu bu kaynaklardan sadece ve sadece hayvansal orijinli omega-3’leri yani EPA Eicoso Panthoneic Acid ve DHA’yı Docoso Hegsanoic Acid kullanabiliyor. Bitkisel orijinli ALA Alpha Linoleik Acid da işe yarıyor ama karaciğerde EPA ve/veya DHA’ya dönüştürüldükten sonra. Bu dönüşüm sürecinde bitkisel omega-3 alanın büyükçe bir kısmı heba oluyor. Bu nedenle ALA’yı değil, EPA ve DHA’yı doğrudan kazanmak daha akıllı bir seçim. Yani keten tohumu kapsülleri yerine balık yağının arıtılmasıyla elde edilmiş hayvansal orijinli EPA+DHA kapsüllerini yutmak çok daha akılcı. Bu nedenle eğer omega-3 desteği almayı düşünüyorsanız keten tohumu kapsülleri yerine balık yağı kaynaklı EPA ve DHA kapsüllerini tercih etmeniz kesinlikle daha doğru. KETEN TOHUMU YAĞI MI, BALIK YAĞI MI Bu durumda “Peki o zaman keten tohumu kapsüllerini bu amaçla kullanmayalım mı?” diye bir soru aklınıza gelebilir. Kararı siz verin ama keten tohumu kapsülleriyle omega-3 desteği sağlamak bana pek akıllıca gelmiyor! Aynı şekilde balık yağı yerine keten tohumu yağı kullanmanın da bir anlamı yok. Keten tohumu yağını veya kapsüllerini kullandığınız aman fazla miktarda lignan, yani bitkisel östrojen kazanma ihtimaliniz de istediğim şey şu Omega-3 yağ asitlerine ihtiyacımız var. Sağlığımızı koruyabilmemiz için hücrelerimize bu yağları kazandırmak zorundayız. Omega-3 yağ asitleri belleği desteklemekten kalp krizlerini önlemeye, ritim bozukluklarını engellemekten kanı inceltmeye, sinir sistemi fonksiyonlarını sürdürmekten kanserden korunmaya kadar pek çok alanda işlev görüyor. Besinlerdeki omega-3 miktarının azalması hücrelerde ciddi bir omega-3 açığı yarattı. Ayrıca bir başka sorun daha ortaya çıktı. Aşırı omega-6 yağ asidi kazanımı omega-3/omega-6 dengesini bozdu. Hücrelerimize ihtiyacımızdan az omega-3 kazanırken gereğinden fazla omega-6 yüklüyoruz. Bu dengesizlik de bazı sağlık problemlerini tetikliyor. Yangısal süreçlerin sıklaşması ve yoğunlaşmasında bu dengesizlik önemli bir neden olarak gösteriliyor. ÇÖZÜM NE? Sorunun çözümü için daha çok balık yemeli doğada serbest otlayan ineklerin koyunların etini yiyip yoğurdunu peynirini tüketmeliyiz. Yine doğada özgürce dolaşan tavukların omega-3’ten zengin yumurtalarını yemeye çalışmalıyız. Ayrıca omega-6 bombardımanının etkisini azaltmak için zeytinyağı haricindeki bitkisel yağları çok az kullanmalıyız. Özellikle ayçiçeği, mısır özü, pamuk yağı kullanmayı azaltmalıyız. Çünkü bunların her biri birer omega-6 bombası!Omega-6 kapsülü kullanalım mı?Omega-6 yağ asitlerini destek olarak para verip satın almanın hiçbir anlamı yok. Çünkü olanları zaten gereğinden çok fazla kazanıyoruz. Yani omega-6’nın eksikliği değil, çokluğu ile ilgili sorunlar yaşıyoruz. Bu nedenle besin desteği olarak omega-6 yağlarından faydalanmak gerekmiyor. Omega-9 zeytinyağında var Besin desteği üreticilerinin çoğu biraz da ilgi çekmek için olsa gerek omega-3 yağlarına omega-6 ve 9 yağ asitlerini de eklemeye başladılar. Bunlar piyasada omega-3,6,9 tanımıyla satılıyor. Birçok firma bu üçlü karışımdan ürünler üretip pazarlıyor. Eğer bizim gibi zeytinyağının ucuz ve bol olduğu bir ülkede yaşayanlar zaten zeytinyağlı yiyeceklerle bol bol omega-9 kazanıyorlar. Bu nedenle ek olarak omega-9 almalarına gerek kalmıyor. Yani kapsülün içine eklenmiş bir damla zeytinyağına Türkiye’de yaşayan birinin ihtiyacı yok diye düşünüyorum. Görevleri neler?Omega-3 yağ asitleri kanı inceltiyor, pıhtılaşmada görevli hücrelerin damar duvarına ve birbirlerine yapışmalarını engelliyor. Kanser önleyici özellikleri var. Daha da önemlisi iltihap azaltıcı, yani yangısal süreçleri baskılayıcı güce sahipler. Ağrı kesici oldukları da biliniyor. Hücre duvarını stabilize ettikleri, kalpte ritim bozukluklarını engelledikleri, öğrenmeyi kolaylaştırıp unutmayı geciktirdikleri de bilimsel olarak kanıtlanmış. Omega-3 yağ asitlerinin önemli bir fonksiyonları da omega-6 yağ asitlerinden geri kalan parçacıkların -kalıntıların- zararlı etkilerini önlemektir. Çünkü bu zararlı etkilerin kansere kadar giden problemler yaratabildiği de biliniyor. Omega-3 yağ asitlerini fazla miktarda kazanmaya ciddi bir engel yok. Bugünkü beslenme planlarıyla böyle bir durum mümkün de değil. Omega-6 Azı karar, çoğu zararOmega-6 yağ asitlerinin etkileri omega-3 yağlarının tam tersi yöndedir. Pıhtılaşmayı arttırmaya, yangısal süreçleri tetiklemeye, ağrı oluşturmaya eğilimli olan bu yağ asitlerinin az miktarda da olsa bedenimize kazandırılmaları gerekiyor. Ama omega-6 miktarı artarsa oluşabilecek ters etkiler yetersiz kalan omega-3 yağ asitleri tarafından engellenemiyor. Kısacası beslenme planımızdaki omega-3/omega-6 oranları dengeli olmak zorunda. ınsan vücudu bu dengenin 1/1 olması halinde mükemmel işliyor. Denge omega-6 lehine değiştikçe başta iltihabi süreçler olmak üzere birçok problem ortaya çıkıyor. Bugün pek çok nedenle omega-6/omega-3 oranı 20’nin, hatta 30’un üzerine çıktı deniyor ve bu durumun birçok kronik hastalığı hatta bazı kanserleri tetikleyebileceğinden endişe ediliyor. İklimin sürekli soğuk olduğu, güneşin sıcacık ışınlarının hiç uğramadığı Alaska ve Grönland gibi yerlerde yaşamak kalbe iyi geliyor. Bunun nedeni de oralarda çok fazla balık tüketilmesi öne balıkta bulunan yağ asitleri Omega 3 ve Omega 6 sadece kalp damar hastalıklarına değil, depresyon, kanser, yüksek tansiyon, tip 2 diyabet, böbrek hastalıkları, kemik hastalıkları, yüksek kolesterol gibi birçok hastalığa da olumlu etkisi 3´ü en fazla içeren balıkların başında ise uskumru, sardalye, hamsi ve somon geliyor. Omega 6´yı balığın yanı sıra, daha çok mısır özü yağı, ay çiçek yağı, soya yağı, fındık yağı gibi bitkisel yağlarda da bulabilmek mümkün. Bilim insanları, vücudun üretemediği omega yağlarının, sağlık açısından önemli olduğunu ve mutlaka dışarıdan alınması gerektiğini söylüyorlar. Yine yapılan çalışmalara göre, haftada en az 2 kez balık tüketilmesini diğer et türlerinden farklı kılan protein, A, B, D, E ve K vitaminleri, kalsiyum, magnezyum, demir, selenyum, yağ asitleri, fosfor gibi insan vücudu için gerekli vitamin ve mineralleri içinde barındırmasıdır. Ayrıca balıkta doymamış yağ asitlerinin, doymuş yağ asitlerine oranla daha fazla olduğunu söyleyen bilim adamları, özellikle Omega 3 doymamış yağ asitlerine dikkat çekiyorlar. Bebeklik ve çocukluk çağında sinir sistemi ve beynin gelişmesinde yardımcı olan Omega 3, ileri yaşlarda ise genel sağlığın korunması açısından büyük önem çapında yapılan birçok bilimsel çalışma, Akdeniz veya İskandinav ülkelerindeki insanların ağırlıklı olarak balık ve deniz ürünleriyle beslenmesi sonucu bu toplumlarda kalp damar hastalıklarının daha az görüldüğünü ortaya koyuyor. Ancak bu durumun sadece balıkyağlarına ve balık tüketimine bağlanması ise yanlış!Çünkü sadece omegalarla kalp salığını korumanın mümkünü yok. Dolasıyla omeganın yanında kalp sağlığı açısından yaşam biçimini düzenleyerek; dengeli beslenme ve düzenli olarak egzersiz yapıp, sağlığı doğrudan etkileyen sigara ve alkolden uzak durmak gerekiyor. Omega yağ asitleri sadece balıklarda değil, semizotu olmak üzere, yeşil yapraklı sebzelerde, fındık, badem, ceviz, avokado gibi besinlerde de 6 ise daha çok bitkisel sıvı yağlarda bulunuyor. Uzmanlar omega yağ asitlerinin dışarıdan alınması gerektiğini söyleyerek, balıkyağı hapları konusunda daha dikkatli davranmayı 3 İçeren Diğer Kaynaklar Hangileri? SemizotuCeviz, ceviz yağıFındıkSoya yağıKanola yağıBademAvokadoOmega 6 İçeren Diğer Kaynaklar Hangileri? AyçiçeğiSoyaMısırTahılKuşüzümüZeytinyağı,Mısır özü,Ay çiçek yağı,Soya yağları,Fındık yağıOmega İçeren Balıklar Hangileri? UskumruTunaMorinaSomonSardalyeTon balığıHamsiRinga balığıLüferKılıç balığıİstavritPalamutOmega Yağ Asitlerinin Yararları Nelerdir?Kalp ve kalp damarlarına karşı koruyucu etki sertliğine ve damar tıkanıklığına karşı riski dengede kalmasını şekerini ağrılarında ve depresyona karşı olumlu etkileri dönemindeki çocukların bedensel ve zihinsel gelişimine katkı 3 ve Omega 6 içeren gıdalarla beslenen annelerin bebeklerinin bağışıklık sistemi daha güçlü güzelleşiyor ve cildin daha parlak görünmesini ve saç derisini sistemini fonksiyonlarına olumlu etki artritli hastalarda eklemlere olumlu etki dengede ve gastrite karşı etki akciğer hastalıklarında karşı etkili. Omega 3 nedir? Gıda olarak aldığımız yağların %90 ından fazlasını trigliseritler 3 yağ asidi ve 1 gliserol oluştururlar. Doymamış yağ asitlerinden olan Omega-3 yağ asitleri insan vücudunda sentezlenemedikleri için dışardan beslenme yoluyla alınması zorunludur. Elzem esansiyel yağ asitleri olarak kabul edilen bu bileşiklerin çok önemli görevleri vardır. Hücre zarının yapısında bulunurlar, hücre sinyal sistemini modifikasyonunda, gen ekspresyonununda rolleri vardır, antiinflamatuar mekanizmaları destekler, birçok biyolojik fonksiyonun gerçekleşmesini desteklerler. Omega-3 Kaynakları Nelerdir? Omega-3 yağ asitleri, daha çok balık, merada beslenen hayvan eti, özgür dolaşan kümes hayvanlarının yumurtası ve keten tohumu yağlarında bulunur. Bitkisel Omega 3 direk kullanılabilecek EPA ve DHA formunda değildir. EPA ve DHA oluşması için hem enzimlerin çok aktif çalışıyor olması hem de omega 6 dan zengin olan yağların da bu enzimleri doygunluğa ulaştırmamış olması gerekiyor. Sonuç olarak omega 3 ün faydalarından istifade etmek için günlük minimum 1 gr 1000mg omega-3 yağ asidi içeren bir diyetimiz olmasında fayda var. Birçok hastalıktan korunmak için günde en az 1000 mg EPA ve DHA alınmalıdır. Maksimal etki için omega-6 içeren yağların mısır, ayçiçeği, soya, pamuk tüketimi de iyice azaltılmalıdır. Uskumru, ringa, tuna, somon, sardalye gibi soğuk su dip balıkları yağlı olup, omega-3’ten zengindir. Balıklar omega-3 yağ asitlerini algler ve planktonlardan sentezlerler. Omega-3 soğuğa karşı koruyucudur. Bu nedenle en çok soğuk su balıklarında bulunur. Yağsız balıklarda çok az omega-3 vardır. Haftada iki-üç gün yağlı balıklardan yiyerek günlük 0,5-1 gram kadar omega-3 alabilirsiniz. Ancak günümüzde bu soğuk su balıkları her zaman ulaşılabilir olmayabiliyor, ayrıca denizlerdeki ağır metal kirliliği dip balıklarını riskli hale getirmekte bu nedenle omega 3 gıda takviyelerinin kullanımı önerilmektedir. Piyasada çeşitli balık yağı preparatları bulunmakla birlikte birçok ürün ideallikten uzaktır. Neden Omega-3 Desteği Kullanmalıyım? Omega 3 ü, yeşillik tüketen hayvanların etinden sütünden ve yağından alabiliyorduk. Balıkların doğal beslenme ortamları yerine yerine çiftliklerde beslenmesi ve hayvanların meralardan yeşilliklerden koparılması ile omega 3 bizim besin zincirimizden koparılmış oldu. Bu çok büyük bir kayıp ve sağlığımız için mutlaka besinlerimizin arasına girmesi gereken bir mikrobesin. Doğru beslenmek ve modern yaşam tarzı nedeni kullanılması zorunlu hale gelmiş olan besin desteklerini kullanmak sağlığınız için çok önemlidir. Düzenli bir uyku, tabii kaynaklardan uygun miktarda beslenme ve hareketli bir yaşam tarzı bizi sağlıklı ve dinç tutmak için gereken önemli faktörlerdendir. Fakat günümüzde her gün doğru kaynaklardan mikrobesinlerden zengin bir şekilde beslenmek mümkün olmayabiliyor. Modern toplumun, hızlı yaşam temposu ve yüksek stres düzeyi ve gıdaların mikrobesin vitamin, mineral ve omega 3 içeriğinin azalması bazı gıda takviyelerinin kullanımını gerekli kılmaktadır. Bunların en başında da omega 3 gelmektedir. Omega 3 takviyesi seçerken nelere dikkat etmeliyiz? 1 Gıda takviyesi olarak kullanacağınız omega 3 ürünü; çevre kirliliğinin etkilemediği soğuk bölgelerdeki doğal ortamında yaşayan okyanus balıklarından elde edilmiş olmalıdır. Düzgün çalışan köklü firmalar, kaliteli balık yağlarını elde etmek için temiz okyanus akıntılarının bulunduğu kimyasal kirliliğin düşük olduğu bölgelerin balık yağlarını kullanırlar çünkü ancak bu sayede temiz analiz raporlarına sahip olabilmektedirler. Kullanacağınız ürünün hangi firmadan hangi kalite balık yağı içerdiğini mutlaka sorgulayın. 2 Kullanacağınız Omega 3 ün yetişkinlere önerilen günlük doz için EPA ve DHA toplamı 1000 mg 1gr olması etkin bir kullanım için çok önemlidir. Etiketlemede bazı firmalar günlük kullanımını önerdiği 2 yada 3 kapsülün toplam EPA/DHA içeriğini yazabilirler. Bunda yanlış birşey yok. Çok büyük kapsüller yerine çocukların da rahatlıkla kullanabileceği orta boy kapsüllerin tercih edilmesini ben de destekliyorum. Ancak kullanacağınız ürünün etiketinden toplam EPA ve DHA içeriğinin ne kadar olduğunu kontrol etmelisiniz. Kontrol etmeniz gereken şey, size önerilen günlük dozda toplam olarak 1000 mg EPA+DHA var mı? Yetişkinler için önerilen günlük dozun toplam EPA+DHA değeri 1000 mg dan daha az ise o üründen bir kutu almanız size ideal 1 aylık kullanım için yetmeyecektir. Maliyet hesaplarınızı ideal 1 aylık kullanım amacıyla mg EPA DHA almak için ne kadar para veriyorsunuz ona göre yapın. Çünkü bazı durumlarda doktor önerisi ile 2000 hatta 3000 mg omega 3 balık yağı değil omega 3 yani EPA+DHA kullanılması gerekebiliyor. Elbette bu hesaplama için omega 3 desteğinizin trigliserit formunda olması gerekiyor. Etil Ester formunun emilimi standart kullanım dozlarında yaklaşık yarı yarıya düşüktür, yani Etil Ester formu omega 3 lerde aylık yetişkin kullanımı için mg EPA ve DHA üzerinden hesap yapmanızda fayda var. On yaş altı çocuklar için özel bir nörolojik rahatsızlık yoksa bu dozların 1/3 ü yeterli olabilir. Özel nörolojik rahatsızlık durumlarında yüksek doz DHA gerektiği için bu miktara ulaşmak adına özel oranlardaki omega 3 ler kullanılabilir. 3 Kullanacağınız Omega 3 ün Trigliserit formunda olmasını tercih edin. Piyasada yaygın olarak iki formda omega 3 mevcuttur. Trigliserit formu ve Etil Ester formu. Trigliserit formunun emilim yönünden standart olarak kullanılan dozlarda 2 kata kadar avantajlı olduğu bilimsel makalelerde gösterilmiştir. Ancak çok yüksek doz kullanımda ve uzun süreli düzenli kullanımda bu fark ortadan kalkmaktadır. Bilimsel çalışma amacıyla verilen yaklaşık 4 gr etil ester formu ile 4 gr trigliserit formundaki omega 3 ün verilmesiyle kan düzeylerinde anlamlı fark saptanmıyor. Ancak 4 gr omega 3 için 500 mg lık 18/12 lik kapsüllerden 24 tane içmeniz gerektiğini de bilmelisiniz. Genellikle bu dozlara çıkılmadığı için trigliserit formu emilim yönünden avantajlı bir formdur. Ayrıca trigliserit formunun normal balık yağı formu olduğu için mümkünse trigliserit formunda bir omega 3 ün tercih edilmesinin daha uygun olacağı kanaatindeyim. Ancak, bazı meslektaşlarımın ekranlardan "etil ester fomundaki omega 3 ün hayvanlar için olduğunu sadece trigliserit formunun insanlar için olduğunu" söylemesi bilimsel anlamda doğru bir cümle değil. Unutmayalım ki, omega 3 insan vücuduna faydalı olduğunu gösteren bilimsel makalelerin %90 ı geçmişte etil ester formunda olan omega 3 ler ile yapılmıştır. Ayrıca dünya da FDA in ilaç olarak hipertrigliseridemide tedavi endikasyonu ile onay verdiği 4 preparatın 1 tanesi serbest yağ asidi formunda olup, 3 tanesi de etilester formundadır. Trigliserit formunda bir omega 3 ün ilaç olarak kullanımına henüz FDA onayı verilmemiştir. Halen çok yaygın olarak eczanelerde satılan omega 3 lerin bir kısmı da etil ester formundadır. Yanlış anlaşılmasın diye tekrar etmek istiyorum ben de standart dozlarda kullanımda 2 kata kadar emilim avantajı sunan trigliserit formunda bir omega 3 ün tercih edilmesini öneriyorum ancak etil ester formunun emilim dezavantajı dışında haksız yere kötülenmesini doğru bulmuyorum. 4 Yüksek yoğunlukta Omega 3 içeren balık yağı kapsüllerini tercih edin. Kullandığınız balık yağının yüksek yoğunlukta Omega 3 içermesi bir kapsülden daha fazla omega 3 almanız anlamına gelir. Bu da çok önemli, piyasada gelellikle 18/12 dediğimiz yani 100 mg ında 18 mg EPA ve 12 mg DHA bulunan yani 100 mg balık yağında toplam 30 mg EPA ve DHA bulunuyor. Bu da kapsülün yaklaşık %70 inin omega 3 olmayan yağlardan oluştuğunu gösteriyor. Yüksek yoğunluklu yağları yani kapsülün %55-60 ının omega 3 olduğu ürünleri 36/24 yada 33/22 tercih ederseniz aynı miktar balık yağında yaklaşık 2 kat fazla omega 3 almış olursunuz. Etiket üzerindeki bir kapsülde bulunan EPA ve DHA toplamını kapsülde bulunan balık yağının gramajına oranladığınızda elinizdeki yağın %30 luk mu % 55-60 lık mı olduğunu anlayabilirsiniz. 5 Kapsül için GMP standartlarında üretilmiş kaliteli bir jelatin kullanıldığında emin olun. Balık yağların kapsülünde kullanılan jelatin ithal ürünlerde üretim menşei açısından genellikle sıkıntılı bir üründür. Jelatin, yurt dışı kaynaklı olduğunda domuz kaynaklı olabileceğinden dini hassasiyetleri olan kimselerin bu ürünleri kullanmasının önünde bir engel oluşturabilmektedir. Çok şükür, artık ülkemizde de GMP standartlarında helal kesim sığırlar kullanılarak üretim yapan çok kaliteli jelatin üretim tesisleri var. Hem menşeinin güvenilir olması hem de milli ekonominin desteklenmesi açısından kaliteli GMP sertifikalı yerli jelatin kullanan ürünler tercih edilebilir. Yurt dışından ithal edilen ürünlerde de %100 balık jelatini olarak yazıyor ise tercih edilebilir. Aslında Jelatin jelatin dir. Kimyasal yapı olarak menşeine göre herhangi bir farklılık göstermiyor o nedenle hangi menşeiden olduğu da ancak DNA analizleri ile anlaşılıyor. Jelatinin balık ya da sığır kaynaklı olması omega 3 ün emilimi ya da stabilizasyonu anlamında bir değişikliğe neden olmaz. Jelatinde dikkat edilecek hususlar, üretim teknolojisinin GMP standartlarında olması ve dini hassasiyeti olanlar için güvenili kaynaklardan temin edilmiş helal sertifikalı bir ürün olmasıdır. Omega 3 kapsülleri yumuşak jel softgel ya da sert jel olarak üretilebilir. Ülkemizde ve dünyada en yaygın olarak kullanılan teknoloji softgel teknolojisidir. Sert jel teknolojisi yeni bir teknolojidir ve ülkemizde henüz sert jel kapsül üretimi yapılmamaktadır. Bazı omega 3 ler direk sert jel kapsüllü olarak ithal edilmektedir. 6 Kullanacağınız omega 3 ün, ağır metal, oksidasyon parametreleri ve stabilite açısından analizli olmalıdır. Web sitesinde analizlerini açıkca göstermeyen firmaların ürünlerini almayın. Unutmayın tüm besin destekleri Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından onay alırlar ve bakanlıktan onay alan her ürün eczanelerde ve aktarlarda satılabilir. Bu onay genellikle uluslararası balık yağı standartlarından IFOS International Fish Oil Standart 5 yıldız alacak kadar hassas değerlendirmeler ile verilmemektedir. Kullanacağınız ürünün IFOS 5* almış olması ya da analizleri sonucunda tüm parametreler açısından iyi olduğunun gösterebiliyor olması çok önemldir. Ancak bu IFOS sertifkası Kanada merkezli bir şirkete yıllık binlerce dolar verilerek alınan bir sertifika olduğu için maliyeti artırmaktadır. Aslında bu analizlerin çoğu ülkemizde de yapılabilmektedir. TSE nin yada yerli özel bir labaratuarın Omega 3 için benzer bir sertifikasyon sistemi kurması çok iyi olacaktır. IFOS 5* sertifikası olmayan ürünlerde mutlaka analiz raporlarının olup olmadığını araştırın. Sertifikasyonu veya analiz raporları olmayan ucuz ürünlerden sakınmakta fayda var. 7 Kapsül boyutunun çocukların da rahatlıkla yutabileceği boyutlarda olması da çok önemlidir. Özellikle çocukların öğrenim fonksiyonlarını desteklemek için omega 3 desteği kullanmak isteyen aileler büyük kapsül boyutu olan ürünleri çocuklarına yutturmakta zorlanabiliyorlar. Bununla beraber bu ağır kokulu yağı, katkısız bir formda şurup olarak çocuklara içirmek ise neredeyse imkansız olduğu için şuruplarda bir çok katkı maddesi ve tatlandırıcı bulunuyor. Piyasada çocukların da yutabileceği boyutlarda kapsüller 750 mg dan küçük halinde üretilen omega 3 ler bulmak mümkün. Ancak, bu ürünlerde yetişkin dozu çocuk kapsülünden iki ya da üç tane olarak sağlanabildiğinden günlük maliyeti hesaplarken etiket bilgilerine çok dikkat edelim. 8 Balık yağının sunulduğu ambalaj gıda temasına uygun olmalı ve bir kutu içinde direk güneş ışığından korunmalıdır. Ambalaj olarak blister formu, cam ya da uygun formda HDPE sert polietilen kaplar kullanılabilir. Önemli olan ambalaj değil saklama koşullarıdır. Cam da olsa gıda temasına uygun sert polietilen de olsa mutlaka ısı etkisinden korunmalıdır. Isı etkisi omega 3 ün etrafındaki jelatinlerin birbirine yapışmasına neden olabilir ve oksidasyon riskini artırır. Gün boyu güneşten ve ısıdan muhafaza edilmeden rafta bekletilen ürünlerden almayın. Omega 3 ünüzün kutu içinde güneş ışığı geçirmeyen şartlarda saklandığından emin olun. Satın aldıktan sonra Omega 3 lerinizi mümkünse buzdolabında saklayın. 9 Balık yağı kapsülünüzde omega 3 ile birlikte yağda çözünen ilave vitaminlerin ve kuvvetli bir antioksidan olan E vitamininin de bulunmasında fayda var. Aslında tüm kaliteli balık yağı üreticileri balık yağlarının bozulmaması için E vitamini içerecek şekilde paketler. Ancak günlük kullanım dozunu aşmamak kaydıyla bir miktar daha E vitamini eklenmiş olması omega 3 ün oksidasyon bozulma riskini azaltır. Ayrıca hazır omega 3 alıyorken beraberinde yağda eriyen vitaminlerden hemen herkesin ihtiyacı olan D vitaminini de almak çok faydalı olacaktır. Ülkemizde D vitamini %70-80 düzeyinde eksikliği görülen bir vitamin. Bu vitamini mutlaka düzenli olarak kullanmak gerekiyor. Çok yüklü dozlarda - günde 10bin üniteden fazla- alınmasının bazı negatif etkileri olabiliyor. Bu nedenle tahlillerde çıkan eksiklik giderilirken doktor önerisi ile günde 10 bin ünite ve 100 mcg K2 vitamini birlikte kullanılarak depolar doldurulabilir. Sonrasında günlük 1000 ünite kadar D vitamini alarak D vitamini eksikliğinden korunulabilir. Yetişkin dozu toplam 1000 mg EPA+DHA olan omega 3 ile birlikte 1000 ünite 25 mcg D vitaminini beraber sunan bir ürün kullanmanız sağlığınızı korumada çok etkili olacaktır. 10 Balık yağını Krill yağına tercih edin. En çok sorulan sorulardan birisidir. Kril yağı mı? Balık yağı mı? Kril yağında önerilen 1000 mg toplam EPA/DHA değerlerine ulaşmanız için çok fazla kapsül yutmanız gerekecektir ve bu size çok pahalıya malolacaktır. Her ne kadar Kril yağının çok daha iyi emilerek balık yağına göre çok daha az bir miktar kullanım ile aynı etkiyi sağlayacağı iddia edilse de, bilimsel çalışmlarda bu emilim farkı çok fazla değildir. Özellikle EPA/DHA gramajı bazında değerlendirildiğinde oluşan maliyet farkı kadar hiç değildir. Ayrıca her destek ürününün vücudumuz için bir duyarlılık oluşturma potansiyeli olan antijen anlamına geldiğini de unutmayın. Vücudumuzun, direk besin olarak tüketmediğimiz bir deniz canlısının antijenlerine karşı duyarlılık geliştirip geliştirmediğini de anlamamız çok zor olacaktır. Şu anki bilimsel verilere göre aynı miktarda omega 3 almak için onca maliyet farkına katlanarak Kril yağını tercih etmemiz için çok kuvvetli bulgularımız yok. Omega-3 Takviyesi Kullanmanın Yan Etkisi Var mıdır? Normal dozlarda 1000 mg EPA ve DHA Omega-3 takviyesi alanlarda bariz bir yan etki görülmez. Başlıca yan etkiler balık kokusu ve çok nadiren görülen bulantı, ishal vb mide-barsak problemleridir. Safra kesesi alınmış olanlarda mide-barsak problemleri biraz daha fazla olabilir. Omega-3 yağ asitleri doz artışı ile paralel olarak kanama zamanını uzatır. Fakat şimdiye kadar omega-3 takviyesi yapılan kişilerde yüksek doz bile alsalar, hatta başka antikoagülanları kullansalar bile ciddi bir kanama bildirilmemiştir. Her gün 2 gr dan fazla omega 3 kullananlar beraberinde kan sulandırıcı ilaçlar da kullanılıyorsa her ihtimale karşı kanama zamanı ile ilgili tahlillerini ihmal etmemelidirler. Yaygın kanının aksine balık yağı şişmanlatmaz hatta insülin direncini azaltarak zayıflamanızı sağlar. Omega-3 yağ asitleri şekerlerden yağ yapan yağ asidi sentaz enzimini inhibe ederek yağ depolanmasını azaltır. Sonuç olarak, Dünya Sağlık Örgütü minimum gr balık yağı kullanımını öneriyor. Son çalışmlarda 1000 mg ve üzeri alımlarda belirgin olumlu etki gözlemlenirken daha az kullanımlarda etki düşük oluyor. Bazı rahatsızlıklarınız ya da risk durumunuz var ise besin desteklerinin kullanımını bilimsel olarak araştırmış mümkünse fitoterapi eğitimi amış bir hekime danışarak 2-3 grama kadar omega 3 kullanımınızı artırabilirsiniz. Nörolojik yönden desteklenmesi gereken çocuklarda ve gebelerde DHA oranları yüksek olan omega 3 formlarını, yetişkinlerde ise özel olarak nörolojik bir hastalığın desteklenmesi hedeflenmiyorsa EPA oranının yüksek olduğu formları tercih etmenizde fayda var. Standar balık yağı oranı 3 EPA / 2 DHA genel kullanım için en iyi orandır. Omega 3 Faydaları Nelerdir? Birçok araştırmalara konu olan omega 3 yağ asitleri beden tarafından bütün hücrelerin temel yapı taşı olarak kullanılan temel bir yağ asididir. Bu grupta bulunan yağ asitleri DHA, EPA ve ALA’ daha çok yetişkinlerde kardiyovasküler sorunların önlenmesinde; DHA ise görme fonksiyonlarında, büyüme ve beyin gelişiminde etkili olmaktadır.•Omega 3 sağlıklı nöral yolları oluşturmak için temel teşkil eder.•Depresyonun engellenmesi ve depresyon tedavisinde işleve sahiptir. Depresyonda olan kişilerde omega 3 ün düşük olduğu gözlenlenmiştir. Yetersiz Omega 3 alımının depresyon, ankisiyete ve psikolojik proplemlere neden olur.• Omega 3, kalbin elektriksel faaliyetini etkileyerek ve beyni yatıştırarak, insanın psikolojisini düzeltebilen ve zihnin odaklanmasını sağlayan kimyasal maddelerin salgılanmasını uyarır. Araştırmalara göre, beyin hücrelerini saran zardaki yağın kıvamı, balık yağı gibi akışkan ve esnek olması halinde, serotonin gibi beyin kimyasallarının uygun mesajları iletmeleri kolaylaşmaktadır.• Beynin yaklaşık %60’ı yağdan oluşur. Bu yağların yaklaşık üçte biri ise Omega-3 yağ asitleridir. DHA, hücre zarının oluşumundan ve fonksiyonlarından sorumludur. Sadece beynin gelişim döneminde değil, tüm hayat boyunca nöronlar arasındaki bağlantıların devamlılığında etkilidir.• Yetişkin bir insanın beyninde DHA seviyesinin 20 gr dan düşük olması serotonin düzeyinin de azalmasına yol açarak depresyona neden olur. Vücudun kalp ve hücre yapısını koruyan ve hormon benzeri bir madde olan prostoglandinlerin üretimi için EPAya ihtiyaç vardır.•Amerika’da yapılan bir çalışmada intihar eğilimi ve ağır depresyonu olan kişilerden bir bölümüne omega 3, diğer gruba ise plasebo verilmiştir. Ancak omega 3 verilen hastalarda oldukça belirgin bir iyileşme görülünce diğer grubun da bundan faydalanması için araştırma sona ermeden durdurulmuştur.• Çeşitli araştırmalar, şiddetli depresyonu olan kişilerin kanlarındaki omega-3 seviyesinin düşük olduğunu göstermiştir. 1998 yılında Lancet dergisinde yayınlanan bir makalede, sağlıklı gönüllüler arasında, DHA’nın düşük plazma konsantrasyonları ile beyin serotonin eksikliği arasındaki ilişkiye değinilmiştir. Harvard Tıp Okulu’ndan Andrew Stoll ve ekibi, en şiddetli depresyon olarak anılan bipolar depresyonla mücadelede, omega-3’ü test etmişlerdir. Deneyde, bipolar depresyonlu bir grup hastaya her gün 10 gr. uzun zincirli omega-3 yağ asiti içeren ultra rafine balık yağı verilirken, diğer hastalara ise zeytinyağı içeren plasebo verilmiştir. 9 ay sürmesi planlanan çalışmanın dördüncü ayında; omega-3 kullananlar ile plasebo grubu arasındaki farklılık o kadar fazlayd ki, deneyi yürüten uzmanlar deneyi sürdürmenin etik olmayacağına karar vererek, çalışmayı sonlandırdırmışlardır.• Son çalışmalar, Omega 3’ün BDNF denilen ve beyinde salgılanmasıyla antidepresan etki gösteren maddenin etkinliğini artırdığını göstermiştir.• Bazı ön çalışmalar Omega3’ün şizofreni, disleksi, otizm, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, obsesif-kompulsif kişilik bozukluğu gibi birçok hastalıkta yararlı olabileceğini gösteriyor.• Imperial College London’dan nöropsikiyatrist Basanti Puri’nin yayımladığı bir çalışmada, şizofreni ve Huntington hastalığı teşhisi konulan kişilere EPA ya da plasebo tedavisi uygulamasından önce ve sonra MRI taramaları yapılmış ve 6 ay sonra plasebo grubundakilerin beyin dokusu kaybı belirginleşirken, EPA verilen kişilerde ise gri ve beyaz madde oranında büyük bir artış olduğu saptanmıştır. Çalışmanın sonunda beynin bu yağ asitlerini kullanarak, kütlesini artırdığı değerlendirmesi yapılmıştır.• Bir araştırmada halisünasyon gören şizofreni hastalarına altı ay boyunca günlük doz olarak 2 gr EPA verilmiş ve belirtilerde %85 düzeyinde azalma olduğu tespit edilmiştir.• Kromozomların ucunda bulunan yapılar olan telomerler, kromozomların kendini eşlemesinde ve dengesinde görev alırlar. Telomerler ne kadar çabuk kısalırsa ölüm riski de o denli artmaktadır. Journal of American Medical Association’da yayınlanan 6 yıllık bir araştırma sonucuna göre, telomer kısalması kandaki omega–3 yağ asidi miktarıyla ters orantılıdır.•Omega-3 kullanımı büyüme devresindeki çocuklarda öğrenme yeteneğini artırır.•Kalp damar sorunları için koruyucudur. Kanı inceltici ve kan basıncını düşürücü etkisi vardır.•Bir çalışmada cevizdeki omega 3 ile somon balığındaki omega-3’ün serum lipit değerleri üzerindeki etkileri karşılaştırılmıştır. Araştırma sonunda cevizin toplam kolesterolü ve kötü kolesterolü düşürmede, balığın ise iyi kolesterolü yükseltip trigliseritleri düşürmede etkili olduğu gözlemlenmiştir.•St. Luke Hastanesi’nden Dr. William Harris, insanlar üzerinde gerçekleştirilmiş 72 çift-kör kontrollü deneyi analiz ettiği çalışmasında, omega 3 yağ asitlerinin yüksek trigliseridleri yaklaşık %28 oranında düşürdüğünü tespit etmiştir.•Avrupa ülkelerinde trigliseridi düşürmek için kullanılan ilaçların yerine kapsül biçimindeki omega-3 için lisans alınmıştır. Amerikan Kalp Birliği, balık yağlarında yer alan EPA ve DHA’nın; kalp ritmi bozukluğunu düzenlediğini, ani kalp krizi riskini azalttığını, plazma trigliserid seviyesini düşürdüğünü ve günde 850 miligram ile gram arasında balık yağı tüketiminin kalp rahatsızlıklarına karşı önemli etkiler sağladığını açıklamıştır.• Omega 3’ün atardamarları lipid birikiminden koruyarak ve kanı sulandırarak kalp hastalıklarına karşı koruma sağladığı bilinmekle birlikte, yeni veriler balık yağının kalp ritim bozukluğuna karşı da koruma sağlayabileceğini göstermektedir. Dr. Alexander Leaf omega 3’ün, kalp hücrelerinin elektriksel faaliyetini etkilediğini belirtmektedir. Dr. Leaf yaptığı deneylerde, önce omega 3 verilen köpeklerde kalp ritim bozukluğu yaratmanın çok daha zor olduğunu tespit etmiştir. Dr. Leaf tarafından yürütülen çalışmalara göre, yüksek oranda omega-3 yağ asitleri içeren kalp hücrelerinde kalp ritim bozukluğuna yol açmak için %50 daha güçlü elektriksel uyarım gerekmektedir.•Bebeklerin ve çocukların gelişimi için önemlidir. Bebeklerin merkezi sinir sistemini ve bedensel gelişimi için önem taşır.•Gebelerin ve emziren kadınların bebeklerinin beyin gelişimlerini artırmakları için omega 3 tüketmeleri önerilmektedir.•Hiperaktif çocukların dikkat eksikliğinden doğan öğrenme sorunlarının giderilmesinde etkinliği vardır. Araştırmalar kanlarında Omega-3 yağ asitleri düşük olan çocukların davranış, öğrenim ve sağlık sorunları olduğunu göstermektedir. Önceden davranış bozukluğu sorunu olan 6 ila 12 yaş arasındaki çocuklar üzerinde yapılan incelemelerde, Omega-3 yağ asidi düzeyi düşük olan 53 çocuğun yaklaşık % 40’ında hiperaktif düzensizliğe bağlı dikkat eksikliğinin olduğu saptanmıştır.• Avustralya’da yapılan bir araştırmaya göre Omega-3, astım sorunlarıyla karşılaşma riski olan çocuklar için yararlı olmaktadır. Doğumundan itibaren doktor kontrolünde verilen ve ileriki yıllarda astım riski bulunan 600 çocuk üzerinde yapılan araştırmaya göre Omega yağ asitleri astım riskini %50-60 arasında düşürmektedir.• Harvard Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre, omega-3 yaşa bağlı makula dejenerasyonu hastalığına yakalanma riskini %42 azaltmaktadır.• Journal of the American Medical Association dergisinde yayımlanan araştırmaya göre omega-3 yağ asitleri gençlerde, insülin üreten pankreas hücrelerinin tahribine neden olan tip 1 diyabet riskini azaltmaktadır. Araştırmada 1770 tip 1 diyabet hastası çocuk 6 yıldan fazla bir süre izlenmiştir. Bu süre içinde çocukların insülin üreten pankreas hücrelerinin gelişimi, 1 yaşından itibaren verilen omega-3 tüketimiyle bağlantılı olarak gözlemlenmiş ve süre sonunda, düzenli olarak omega-3 tüketiminin genetik eğilimi bulunan çocuklarda, tip 1 diyabetin gelişme riskini %55 oranında azalttığı görülmüştür.•Yapılan birçok çalışmada omega3 ün prostat, meme, pankreas ve kalınbağırsak kanserlerinin gelişme olasılığını azalttığı ve kanser hücrelerini öldürdüğü tespit edilmiştir.• Amerika’daki Fred Hutchinson Kanser Araştırma Merkezince yapılan araştırmaya göre, omega-3 meme kanserine yakalanma riskini %32 oranında azaltmaktadır.• Romatoid artrit ve benzeri iltihaplı romatizma hastalıklarında tedaviye omega 3 eklenmesi, ağrılı atakların sayısını ve şiddetini azaltmaya yardımcı olur. Araştırmalar, omega-3’ün eklemlerindeki ağrı, şişlik ve yorgunluğu önemli ölçüde azalttığını göstermektedir. EPA ve DHA vücudda inflamasyon azaltıcı etkilere sahip olan prostaglandin denilen bileşiklere ayrılarak artirit kaynaklı ağrıların hafiflemesine yardımcı olurlar.• Hücrelerideki yağ asidi tiplerinin dengesi sağlık yönünden kritik önem taşır. Örneğin omega-6’nın vücutta çok fazla olması, eklem sancılarına ve bağırsak yollarının iç çeperinde yangıya sebep olabilecek kimyasal maddelerin üremesine yol açabilir.• Bilim adamları yenilen besinlerde omega-3 oranı azaldığı zaman, beynin bu eksikliği omega-6 ile kapattığını düşünüyorlar. Omega-6 zarların fiziksel özelliklerini değiştiren bir yağdır. Omega-6’lar, karbon zincirinde omega-3’lere göre daha az sayıda çift-bağ içerir. Nöron zarı yüksek oranda omega-6 içerdiği zaman, reseptörler kolayca şekil değiştiremezler ve sinyallere daha az tepki verirler.• Washington Üniversitesi Tıp Merkezi’nde yapılan bir deney, omega 3’ün crohn ve ülseratif kolit gibi bağırsak hastalıklarının tedavisinde yararlı olabileceğini göstermiştir. Dr. William Stenson tarafından 18 hasta üzerinde gerçekleştirilen çalışmada, omega 3’ün kolonda bulunan lökotrien B4 adlı yangılandırıcı maddeyi %60 oranında azalttığı tespit edilmiştir. İtalya’da yapılan bir deneyde ise omega 3’ün crohn hastalığının nüksetmesini önleyici etkisinin olduğu görülmüştür. 78 crohn hastasının yarısına plasebo, diğer kısmına ise kalınbağırsakta 1 saatte çözünen özel olarak kaplanmış 9 adet omega 3 kapsülleri günlük olarak verilmiş ve 1 sene sonra yapılan incelemelerde hastalık, plasebo grubunda %26 oranında gerilerken, omega 3 alanlarda ise bu oran %59 3 Ne Kadar Alınmalı? Günlük omega 3 kullanımı için tavsiye edilen miktar 1-3 Gıda ve İlaç Dairesi omega-3 yağ asitlerinin kapsül biçimindeki güvenli dozunun 3 grama kadar olduğunu Gıda Güvenliği Bilirkişiler Kurulu’nun EFSA DHA/EPA ürünleriyle ilgili kullanım önerileri;Erişkinlerde kan trigliserit değerlerini düzenleyici etkisi için günde 2 gram DHA, göz sağlığının korunmasına yardımcı olunması için günde 250 miligram DHA, kalp işlevlerini destekleyici etki içinse günde 250 miligram EPA/DHA Kan sulandırıcı ilaç alanlar doktora danışmadan kullanmamalıdır. Herhangi bir ameliyat söz konusu ise bu tür ürünlerin kullanımına 2 hafta önceden son verilmiş 3 Besinler• Vücudumuz 0mega 3’ü üretemediği için dışardan besinler yoluyla alınması lazımdır.• Soğuk sularda yaşayan yağlı balıklar ve keten tohumu, ceviz, semizotu omega 3 bulunan yiyecekler arasındadır.• Somon, uskumru, ringa, sardalye, alabalık ve taze ton balığı omega 3 açısından zengin balıklar arasındadır.• Civa, kurşun ve diğer ağır metaller ile kirletilmemiş balıktan elde edilen farmasötik kalitede EPA ve DHA karışımı omega 3 kapsülleri kullanılmalıdır.• Balık ne kadar büyük ve uzun ömürlüyse o kadar cıva içerme olasılığı artar. Köpek balığı ve kılıç balığı buna örnek olarak gösterilebilir.• Keten tohumu ise öğütüldükten sonra 24 saat içerisinde yenmesi gerekir.• Omega-3 yağ asitlerinin hepsi aynı derecede yararlı değildir. EPA ve DHA adıyla bilinen uzun zincirli yağ asitlerinin tümü balık yağlarında yer alır. Bazı margarinlerin içerisinde omega-3 olduğu yazsa da uzun zincirli yağ asitleri içermedikleri için aynı faydayı – Omega 3 Index Testi – Vücudumda Ne Kadar Omega 3 Var?• HS-Omega 3 indeks testi ile vücutta gerekli oranda Omega 3 olup olmadığının anlaşılabilir. Bu test kırmızı kan hücreleri zarındaki Omega 3 yağ asitlerinin oranını tespit ediyor. Normal değer 8 – 11 arasındadır.• Test sonunda değer az çıkmışsa bunun yüksek ani kardiyak ölüm riskini işaret ettiği belirtiliyor. Değer normal aralıkta çıkmışsa kalp krizinden ani ölüm riskinin büyük oranda azalacağı ifade ediliyor. Normal aralıktan yüksek çıkmışsa bu da kanama riskini göstermektedir.• Eğer omega 3 seviyesi düşük çıkmışsa yaklaşık 4 ay boyunca omega 3 içeren balıkların tüketilmesi veya omega 3 takviyelerinin alımından sonra yapılacak yeni testle vücutta istenilen oranda omega 3ün oluşup oluşmadığı ya da kullanılan ürünlerin işe yarayıp yaramadığının kontrol edilebileceği belirtiliyor.• Yeni geliştirilen bir test olan HS – Omega – 3 Index Avrupa ve Amerika’da ruhsatlanmış tek testtir. Maliyeti ise yaklaşık 300 3 ZararlarıEğer dikkat etmezseniz, omega3 balık yağları size yarardan çok zarar getirebilir. Bu yüzden zararlı kimyasallar olmadan, tükettiğiniz balık yağından tümüyle yararlanmak için saflaştırılmış ürünleri kullanmalısınız.“Kullandığım omega3 balık yağı kapsülünün uygun olduğunu nasıl anlayacağım?”Bu soruya verilebilecek en iyi yanıt almak istediğiniz ürünün Analiz Sertifikasını kontrol etmenizdir. İtibarlı satıcılar memnuniyetle size belgelerini Sertifikasında CoA iki önemli bilgiye ulaşırsınız. İlki, ürünün gerçekten söylediği içeriklere sahip olup olmadığıdır. Omega3, EPA ve DHA miktarları içerikte yazıldığı miktarlarda olmalıdır. İkincisi ise, içeriğindeki cıva ve diğer minerallerin miktarlarının insan tüketimi için güvenli olup Damıtım Nedir?Moleküler damıtım vakumlama sistemiyle yapılan saflaştırma metodudur. Aslında vitaminleri saflaştırmakta uygulanan standart bir endüstriyel yöntemdir. İçerikteki metalleri, PCBleri ve diğer zararlı toksinleri etkili olarak ayıran, insan kullanımına uygun hale getiren tek yöntem oldukça pahalı bir saflaştırma yöntemidir. Gerekli ekipman ve koşullar pahalı ve zordur. Tüm balık yağı takviyesi üreticilerinin moleküler damıtım yoluyla üretim yapmaları mümkün bu üreticiler sadece basit bir filtreleme sistemiyle üretim yaparlar. Bu hafif filtrelemeden sonra, balık yağı kapsüle edilir ve şişelenir. Basit bir filtreleme yöntemi açıkçası toksinlerin tümünü atmada başarılı değildir. Umarız bu üreticilerin kaynakları fazla kirletici atığa maruz kalmamıştır. Ama biz sadece umabiliriz. Esas soru Sağlığınızı bu ucuz balık yağı kapsülleriyle tehlikeye atıp balık yağları endüstriyel standart belgeleri taşıyan ürünlerdir. Saf ve güvenlidirler. Buna rağmen balık yağlarıyla ilgili resmi bir belge de yoktur. USP balık yağları için belli bir standart belirlememiştir. Bunun yerine IFOS ve CRN gibi özel ticari standartlar mevcuttur. Balık yağı üreticileri kendi saflık derecelerini tayin eden genellikle bağımsız standartlar ve sertifikalara sahiptir. Bu yüzden ürünü seçerken, standartlarının ne denli yüksek olduğuna bakın ve balık yağının, üreticisinin söylediği standartlara sahip olduğuna nasıl emin olabilirim?Balık yağını almadan önce analiz sertifikasına göz atmalısınız. Tanınmış balık yağı üreticileri sertifikalarını sunmaya hazırdır. Bu konu oldukça önemlidir. Sertifikanın içeriğinde kalitesi ve saflığı ile ilgili bilgi olmalıdır. İçerdiği yağ asidi oranı, varolan başka bileşiklerin adları ve miktarları ve aynı zamanda, içerdiği ağır metallere ait bilgiler de olmalıdır. Kendi güvenliğiniz için içeriğindeki ağır metallerin insan kullanımına uygun olup olmadığını Kaplı Balık Yağı mı Seçmeliyim?Bir çok üreticinin ifadesinin tersine, böyle bir gereklilik yoktur. Enterik kaplı ürünlerin daha yararlı olduğuna dair bir kanıt ya da uzun dönem güvenliliği ispatlayan bir çalışma mevcut değildir. Bazı firmalar, yalnızca ürünün eskiliğini gizlemek adına kullanabilirler. Daha tanınmış balık yağı ürünlerinde ise su bazlı kaplamalar kullanılmaktadır, pahalıdır ama % 100 güvenlidir. Oksidasyonu önleyici etkisi olduğu için E vitamini de içeren ürünler tercih edilmelidir. Düşük ısılar balık yağı kapsüllerinin oksidasyonuna yol açabileceği için buzdolabında muhafaza edilmesine dikkat yeralan metin haber ve bilgi amaçlı hazırlanmış olup, hekimin uygulayacağı teşhis ve tedavisinin yerine geçmez. Herhangi bir tedavi sürecine başlamadan önce mutlaka sağlık uzmanının görüş ve onayı alınmalıdır. There are a few reasons that you should generally limit the amount of oils you consume. One of those reasons is that most oils have a terrible omega fat ratio. A poor ratio of these key unsaturated fats can lead to inflammation, which can increase the risk of several health conditions. We’re going to look at the specific omega 3 to 6 fat ratios of just about all plant-based oils here. Omega 3 to 6 Fat Ratio of Oils TableThe Ideal Ratio of Omega Fats in OilsOther Factors That Affect How Healthy An Oil IsSmoke Points of Oils All data in the table below comes from the USDA’s food database per 100 grams of each oil. The fats don’t add up to 100 grams, even though oil is basically 100% fat in most cases, because these oils contain other types of fats as well saturated, monounsaturated. Omega 3 g Omega 6 g Omega 36 ratio Flaxseed Oil Canola Oil Hemp Seed Oil 60 Walnut Oil Soybean Oil Olive Oil Avocado Oil Palm Oil Corn Oil Peanut Oil Coconut Oil Sunflower Oil Sesame Oil Grapeseed Oil In general, you want to aim for an omega 3 to 6 fat ratio of .25 or above. Only 3 of those oils meet that minimum threshold. In some cases, like olive oil, there aren’t that many omega fats in total, so the poor ratio isn’t that big of a deal. However, you wouldn’t want to be eating sesame or grapeseed oil in large quantities. The Ideal Ratio of Omega Fats in Oils While the effects of omega fats on our health is complex, the easiest way to look at what sort of intake you should aim for is to base it on historical consumption. The graph below shows the relative levels of omega 3 and 6 fats in human diets over a large time span source. You can see that people historically had a diet with an omega 3 to 6 fat ratio of about to 1. The drastic worsening of the ratio and amount of omega 6 recently isn’t due to people eating more seeds and nuts, it’s due to adding large amounts of oil while cooking almost everything. It’s tough to balance out a large amount of omega 6 fats unless you regularly take an omega 3 fat supplement. SUMMARY In practical terms, most people should look to limit their consumption of oils, and instead look to get omega 3 fats from seeds and fish diet permitting. Other Factors That Affect How Healthy An Oil Is There are other aspects of oil that can affect your health, either negatively or positively. One of the biggest aspects is how refined an oil is. Oils are refined to remove impurities and free-fatty acids, which removes most of the nutritional benefit, but increases the shelf life and smoke point. Refining oils also leads to a more consistent color and lighter odor, which can be desirable for manufacturers. It’s typically best to consume unrefined oil when not cooking it, however, unrefined oil isn’t always great for cooking. Smoke Points of Oils The main data we looked at above beg the question Should you only eat flaxseed oil? While flaxseed oil is a great idea for raw foods, it’s a terrible cooking oil. Unrefined oils generally have low smoke points. When an oil is heated above its smoke point, it begins to break down and form harmful compounds. These aren’t fully understood still, but even breathing in the fumes are linked to certain cancers. And obviously the oil can catch on fire as well pro tip smother grease fires with a lid, do not throw water on them. Wikipedia has a great table of oil smoking points. I’ve reproduced part of it below for convenience Oil Quality Smoke Point C Smoke Point F Avocado oil Refined 270 °C 520 °F Canola oil Rapeseed 220–230 °C 428–446 °F Canola oil Rapeseed Expeller press 190–232 °C 375–450 °F Canola oil Rapeseed Refined 204 °C 400 °F Canola oil Rapeseed Unrefined 107 °C 225 °F Coconut oil Refined, dry 204 °C 400 °F Coconut oil Unrefined, dry expeller pressed, virgin 177 °C 350 °F Corn oil 230–238 °C 446–460 °F Corn oil Unrefined 178 °C 352 °F Flaxseed oil Unrefined 107 °C 225 °F Grape seed oil 216 °C 421 °F Olive oil Refined 199–243 °C 390–470 °F Olive oil Virgin 210 °C 410 °F Olive oil Extra virgin, low acidity, high quality 207 °C 405 °F Olive oil Extra virgin 190 °C 374 °F Olive oil Extra virgin 160 °C 320 °F Palm oil Fractionated 235 °C 455 °F Peanut oil Refined 232 °C 450 °F Peanut oil 227–229 °C 441–445 °F Peanut oil Unrefined 160 °C 320 °F Sesame oil Unrefined 177 °C 350 °F Sesame oil Semirefined 232 °C 450 °F Soybean oil 234 °C 453 °F Sunflower oil Neutralized, dewaxed, bleached & deodorized 252–254 °C 486–489 °F Sunflower oil Semirefined 232 °C 450 °F Sunflower oil 227 °C 441 °F Sunflower oil Unrefined, first cold-pressed, raw 107 °C 225 °F There are a few things of note Unrefined oils have significantly lower smoke points, making most of them unsuitable for anything other than low-heat cooking. Extra virgin olive oil is minimally refined and has a reasonably high smoke point, so it’s a pretty good option for frying not high temperature deep frying though. Flaxseed oil has a smoke point of just over 100 Celsius, which is basically the temperature of a frying pan at low heat. In other words, it’s not a good idea to cook with flaxseed oil, despite its great omega 3 to 6 fat ratio. Refined avocado or sunflower oil for higher temperature deep frying or high temperature searing. Your friendly neighborhood vegan from Toronto. Chemical engineer turned semi-professional soccer player and freelance nutrition writer. I've been vegan for years and try to make life easier for others by sharing what I've learned.

omega 3 ve omega 6