🐻 Van Gogh Kolay Manzara Eserleri

y44A. 20. yüzyılın başlarında empresyonizme bir tepki olarak doğan ekspresyonizm, dış dünyanın insan üzerindeki etkisini belirtmeyi bir yana bırakmış, dış dünyayı, sanatçının kendi duygu alemine uydurmaya çalışmıştır. Bireyin merkeze alınması ilk olarak romantizmde gerçekleşmiştir. Bu anlamda ekspresyonizm, bireyi merkezine aldığı için romantizmin mirasçısı olarak da düşünülebilir. Ancak bu kez, bireyin duygularının tuvale yansıması çoğunlukla çirkin, korkutucu göstergelerle olmaktadır. Bu sanat anlayışı, sadece resim ve heykelle sınırlı kalmayarak edebiyat, sinema, mimarlık, tiyatro ve müzik gibi farklı sanat alanlarında da oldukça etkili olmuştur. Ekspresyonizm, Fransızca expression ve Latince expressio, exprimere sözcüklerinden gelmektedir. Dilimize ifadecilik, ifadeci, ifade ağırlıklı olarak çevrilebilir. Ekspresyonizmin en belirgin yönü sanatçıların benliğini oluşturan etmenleri tüm çıplaklığıyla sergilemeye çalışmalarıdır. Her sanatçı o anki ruh halini hiç çekinmeden tuvale aktarmaya çalışmaktadır. Dolayısıyla her eser, her bir sanatçının kendine özgü duygu ve duyumlarının dışa yansıması olarak değerlendirilebilir. Bu çalışmalarda anlatısal ve tasviri olmayan bir ifade ön plandadır. Fovistlerden fütüristlere, Brücke ve Blaue Reiter grubundan Dadaistlere kadar çok geniş bir yelpazeye yayılan akımlar, dışavurumculuk şemsiyesi altında düşünülmektedir. Georges Seurat, Paul Gauguin ve Vincent Van Gogh, ekspresyonizmin öncülerindendir. Tahitili Kadınlarıyla Paul Gauguin’in 22 Eşsiz Tablosu Vincent Van Gogh’un Kaleminden Hayatına Dair 21 Mektup Bilmeniz Gereken 5 Van Gogh Tablosu Bilinmesi Gereken 20 Yabancı Ressam ve Tabloları 1. James Ensor 1860 – 1949 The Intrigue, 1890 Resimlerine gerçek dışı korkunç öğeler sokmuş, karnaval maskeleri, figürler ve iskeletlerden yararlanmıştır. Eserlerinde izlenimci ve realist yöntemleri kullanarak maske ve hortlaklar yapan Ensor’un inanılmaz fantezilerinde, gerçekler yerini iskeletlere bırakmış, maskelerin ve giysilerin arkasına gizlenmiş ölümü sıkça vurgulayan korkulu bir dünya ortaya çıkmıştır. O dışavurumcu olsun diye resim yapmıyordu, kendisinin ruhsal durumunu doğrudan doğruya yansıtan, içinden fışkıran düşgücünün dürtüsüyle hareket ediyordu. Bu haliyle de Van Gogh ve Edvard Munch’e yaklaştı. 2. Edvard Munch 1863 – 1944 Çığlık, 1893 Munch bu en tanınmış tablosunda hayat, aşk, korku, ölüm ve melankoli gibi öğeleri anlatır. Diğer pek çok eserinde olduğu gibi bunun da birçok versiyonunu yaptı. Bir köprünün üzerinde, korkulukların hemen yanında yüzü bize dönük bir insan, yüzünde büyük bir dehşet ifadesiyle başını ellerinin arasına almış bağırmaktadır. Ne var ki sanki bu haykırışı duyan yoktur, geri plandaki iki kişi sakin bir biçimde köprünün tepeden baktığı körfezi, limanı ve tepeleri seyreder gibi görünmektedirler. Bu anlamda resim bize korkunun yanı sıra yalnızlık, terk edilmişlik duygusu da verir. Adeta bütün dünya, haykıran kişinin üzerine yıkılmaktadır ve o tek başınadır. Bunlardan başka bir şey daha dikkatimizi çeker. Gökyüzü çok büyük bir yangın varmış gibi kırmızı, sarı tonlarındadır, fakat ortada ne yangın vardır, ne de yangınla beraber olması gereken siyah dumanlar. Ara ara biraz mavinin göründüğü bu tuhaf gökyüzü, kuzey ışıklarını andırır biçimde katman katmandır. Çığlık Tablosuyla Tanıdığımız Edvard Munch’un 26 Özel Tablosu 3. Gustav Klimt 1862 – 1918 Öpücük, 1907-1908 Öpücük, Klimt’in en ünlü eserlerinden birisidir. Sanatçının altın çağının doruk noktası olarak belirtilen bu resminde süslemeci renklerle, parıldayan altın varakla ve soyut desenlerle birlikte ideal bir dünyaya çağrışım yapmakta olduğu düşünülür. İlk bakışta mutlu bir çiftin birbirleriyle olan tutku dolu aşkına şahitlik edilse de, erkek figüründe egemen bir tavır, kadında ise utançla karışık bir ifade dikkat çeker. İki aşığı saran altın renkli çerçeve onları dünyadan soyutlamaktadır. Çiçekli bir zemin üzerinde duran bu çift zeminin en uç kısmında betimlenmiş ve kadının ayaklarına neredeyse uçurumdan düşüyormuş gibi bir hareket verilmiştir. Figürlerin yerleşimi ölüm ile yaşam arasındaki ince çizgiye gönderme yapar gibidir. Erkek figürünün elbisesinde daha büyük karelerin, kadın figürünün elbisesinde ise renkli ve yuvarlak şekillerin kullanılması ile farklı iki cinsiyete vurgu yapılmak istenmiş olabilir. Ayrıca figürlerin bir araya gelerek oluşturduğu şekil, erkek cinsel organına da benzetilmekte, kadın figüründe ise doğurganlığa ait sembollere yer verilmektedir. Öpücük Resmiyle Bilinen Gustav Klimt’in 19 Eseri 4. Oskar Kokoschka 1886 – 1980 Lovers With Cat, 1917 Dışavurumcu resimleriyle bilinen Avusturyalı ressam, şair Oskar Kokoschka, sanat anlayışını şöyle izah eder “Ekspresyonizm yaşantının biçimlenmesidir, bu kabilden dolaylı olarak ve benden sana iletidir. Sevgide olduğu gibi burada da iki gerekir. Nasıl sevgide seven sevilen ikiliği varsa, sanatta da bir ileten iletilen ikiliği vardır. Ve onlar arasında da bir sevgi bağı bulunur.” Sanatçı, birçok figür ve manzara resminde kalın renk alanları ile çalışmıştır. Bu şiddetli duyguları ve resimdeki hareketi destekler bir tekniktir. Figüratif resimlerinde rengi, duygusal bir dışavurum aracı olarak kullanır. Dışavurumculuk homojen bir akım teşkil etmez. 1906’da Die Brücke Köprü topluluğunun ve 1911’de Der Blaue Reiter Mavi Süvari grubunun ortaya çıkmasıyla iki dalga halinde gelişir. Die Brücke köprü anlamına gelir, bu grup neredeyse ekspresyonizmin kendisiyle ya da doğuşuyla özdeşleşmiştir. Perspektif kurallarının alt-üst olduğu mekanlarda, deforme edilmiş insan vücutları ve sadeleştirilmiş biçimlerin kullanıldığı resimlerde, geniş fırça vuruşlarında dolgun abartı ve göz alıcı renkler göze çarpar. Kontur çizgilerinin renkleri çevrelediği resimlerde doğal, sade formlara yer vermişlerdir. Bu grubu kuran ve gruba üye olan ressamları tanıyalım 5. Ernst Ludwig Kirchner 1880 – 1938 Street, Berlin Straße, Berlin, 1913 Die Brücke adlı sanat topluğunu 1905 yılında arkadaşlarıyla beraber kuran Kirchner, bu grupla birlikte geçmişin sanatıyla geleceğin sanatı arasında köprü oluşturmayı hedeflemiştir. Modern kent insanının yapay, ikiyüzlü ve kasvetli hallerine dikkat çeker. Karşılaştığı bu yaşama duyduğu nefreti içten gelen bir çığlıkla biçimlendirir. Sanatı bazen neşeli, bazen kederli ama hep canlı ve o zamanın yansımasıdır. Günlüklerinde kalabalıklar içinde olduğunda bile hep yalnız ve hüzünlü bir hayat sürdürdüğünden söz eder. Kendini yurtsuz, terk edilmiş ve toplumsallaşamamış olarak duyumsar. Endişeleri, karamsarlığı ve melankolisi portrelerinden ve resimlerinden anlaşılabilir. Ya­şadıkları çevreden konular seçer, kent yaşamı görünümleri, doğa görünümleri, dostlarının portreleri ve daha sonraları da sirk ve dans salonları görüntüleri ve hepsinden çok çıplak kadın resimleri… 6. Erich Heckel 1883 – 1970 Liegendes Mädchen, 1909 Die Brücke grubunun kurucularından Erich Heckel, manzaralarında ve çıplak resimlerinde kaba, çiğ ve kesintisiz bir renk kullanımına gider. Die Brücke’nin öteki üyelerinden daha lirik bir tavır geliştirmiştir. Hastalıklı durumlarla içsel acıları resmetmeye özel bir eğilimi olan sanatçının 1910’lardaki bazı manzara yapıtları Alman dışavurumcularına yabancı olan bezemeci bir nitelik de taşımaktadır. Kesin ve açık dik çizgilerle betimlenmiş renk alanları birbiri içinden geçerek, tümüyle yoğun ve dingin düzlemler Brücke grubuna özgü bir üsluptu. Bunu olgunlaştıran Heckel ise resimlerinde katı, yavan ve tuhaf bir sertlik içindedir. 7. Karl Schmidt-Rottluff 1884 – 1976 Haus an der Strassenkurve Karl Schmidt-Rottluff resimlerinde saf renklerin ifade gücüne güvendi. Ayrıntılara yer vermeyip biçimleri basitleştirdi. Renkli alanları siyah çizgilerle birbirlerinden ayırdı. Stilin bu özelliği Brücke ekspresyonizmi için tipiktir. Die Brücke grubunun isim babası ve kurucularındandır. Karl Schmidt-Rottluff manzara ve nü resimleriyle tanınan bir ressamdı ve litografiyi taş baskı ustaca kullanıyordu. Grubu da litografiyle kendisi tanıştırmıştır. 8. Emil Nolde 1867 – 1956 Two Women In A Garden, 1915 Ekspresyonizmin öncü isimlerinden biri olan Emil Nolde’nin eserleri, diğer ekspresyonistlerde olduğu gibi görünenin dışında anlamlar taşıyan zengin içerikli çalışmalardır. Emil Nolde her türlü geleneksel ustalığı bir yana bırakarak, ilkel diyebileceğimiz yalın bir resim tekniği oluşturmuştur. Eserlerinde nesneden bağımsız seçilmiş coşkulu renkleri, masklara benzeyen figürleri ve bir takım simgeleri kullanmıştır. Naif ve saflığı bozulmamış bir anlayışla, yaşam ve sanatı bütünleştirmiştir. Yalın ve abartılı doğa tasvirleriyle kent yaşantısına karşı çıkmış, evrenselliği ve nesnelliği betimlemek için rengi, nesneyi tanımlama işlevinden uzaklaştırmıştır. 9. Max Pechstein 1881 – 1955 Fishing Boats In Afternoon Su, 1921 Pechstein’ın resimlerinde doğrudan doğruya Matisse’in etkisi görülür. Yapıyı vurgulamak için geniş alanlarda yan yana getirdiği baskın ve çarpıcı renkler, güçlü ve ilkel bir yaradılışın dışavurumuydular. Pechstein, dünyanın renkli görkemliliğini yoğunlaştırdı, ama simgeciliğe ya da mitolojiye kaymayı istemedi. En iyi resimlerini Kirchner ve Heckel ile Moritzburg Gölleri’nde üretti. Bunu izleyen yıllarda yaptığı çalışmalar, kum tepecikleri arasında denize girenleri gösteren sayısız resmi içerir. Pechstein bunları 1909’dan itibaren her yaz kaldığı Baltık kıyısındaki Nidden’de yaratmıştır. Bu resimleri özellikle çok güzel süsleyici ve gizemli çizgileriyle etkileyicidirler. 10. Otto Mueller 1874 – 1930 Landscape With Yellow Nudes, 1919 Alman dışavurumculuğunun Brücke grubunun bir üyesi olan Mueller, resimleri ve sanat anlayışı ile Alman dışavurumculuğu içinde, hatta kendi grubu içinde bile biraz izole bir konuma sahiptir. Romantik bir dışavurumcu, Brücke’nin gölgesindeki ressam, bastırılmış dışavurumcu, çingene ressamı gibi alçaltıcı sıfatlarla anılan ve kendini geliştirmemiş olmakla suçlanan Mueller, sakin, mütevazı ve iddiasız tavrıyla, kabına sığmayan diğer Brücke üyelerinden ve başka dışavurumculardan çok ayrı bir kişilik gösterir. Aynı fark Brücke’nin diğer üyelerinin sert resim üslubu ve renk kullanımı ile Mueller’in dingin üslubu ve sakin renkleri arasında da görülmektedir. Wassily Kandinsky, Der Blaue Reiter yıllığının kapak resmi Der Blaue Reiter Mavi Süvari Franz Marc’ın ve Wassily Kandinsky’nin öncülüğünde kurulan grubun kuramsal temelini atmak büyük oranda Kandinsky’ee düşer. Gerçekliğin tasvirine dayalı estetik anlayışa karşı tepkisi onu tümüyle maddi ve doğal gerçekliğe bağlılığı reddetmeye sürükler. Böylece Kandinsky her türden figüratif çizimin reddiyesi olan soyutlamanın öncüsü haline gelir. Grup adını bu topluluğun katalogu olan, Kandinsky ve Marc tarafından kaleme alınan Sanat Almanak’ının ilk sayısının kapağında yer alan Kandinsky’e ait atlı resimden almıştır. Bu grubun ressamlarını tanıyalım 11. Wassily Kandinsky 1866 – 1944 Improvisation No. 27, 1912 Der Blaue Reiter anlayışı, resme izlenimci bir yaklaşımla renkli, canlı, parlak ve simetrik şekillerle modernleşmiş bir yorum getirmiştir. Kandinsky bu dönem resimlerinde doğaçlama resimler yaparken, resimlerindeki her bir öğe için nota tanımını kullanmıştır. Müziğin soyutluğunu resimlerindeki soyutluğa benzeten ve daha çok dış dünyanın soyutluğunu çizmiştir. Bu dönem resimlerinde, bu resminde de olduğu gibi spontane yaklaşımı renkleri çılgınca ve hatta üstüne basa basa kullandığını görmek mümkündür. Mavi Süvari üyesi olduğu dönem resimlerine, modern sanatın yolundan gidip müzikle görsel sanat arasında bağlantı kurmuş ve renklerin maneviliğiyle sembollerin bütünleşmesi, doğaçlama boyamalar ve de sezgisel yaklaşımlar yansıtmıştır. 12. Franz Marc 1880 – 1916 Little Yellow Horses, 1912 Kandinsky ile beraber Der Blaue Reiter grubunu kurmuşlardır. Marc doğaya panteist yaklaşmıştır. Güzel görünümün ardındaki güçlü yasaları gösterebilmek için doğa görünümüne bağlı kalamamayı, onu yıkmayı, biçimleri renk titreşimleriyle vermeyi amaçlamıştır. Duyuların yanılgısından kurtulma, varlığın özünü, onun bölünmezliğini, renk-biçim-içerik bütünlüğüyle verme Marc’ın sanatının ereği olmuştur. Soyut resme gelinceye kadar Marc hep hayvan resmi yapmıştır. Ona göre yaratılışın en saf, an arı varlığı hayvan, doğanın devingen güçlerinin duyumsanarak yaşanan dünyanın simgesidir. 13. Paul Klee 1879 – 1940 Versunkene Landschaft, 1918 Paul Klee sanat yaşamını çağdaşlarıyla aynı aşamada devam ettirdi. Ancak o kendi birikimini, içsel dışavurumunu anlatan farklı bir tarz olarak sunmaya çalıştı. İlk eserlerinde iç-dış dünya arasındaki köprü kurulmasını düşündü. Ensor ve Van Gogh’da çizginin bağımsız yaratıcı özelliğini görüp, dışavurumunu temelde çizgiye indirgedi. Klee “Doğaya yönelik çalışmalarımla taze bir güç kazanmış olarak yeniden kendime özgü doğaçtan yaratma ortamına atak bir giriş yapabilirim. Artık doğaya dolaylı olarak bağlandığımdan, ruha baskı yapan şeylere bir biçim vermeyi yeniden deneyebilirim.” der. 1909’dan sonra, arınmış düşgücünden doğmuş olağanüstü gergin, sinirli vuruşlarla resimler yaptı. Bunlarda duygular, ruh durumları ve düş deneyimleri kendi içlerinde uyum sağ­lıyordu. 14. Alexej von Jawlensky 1864 – 1941 Schokko with Red Hat, 1909 Rus asıllı Jawlensky, yalın yüz betimlemeleri ile öne çıkan resimler yapmıştır. Resimlerin de aradığı oluşum değişim gibi kavramlar değil tüm bunların üstünde olan bağlayıcı ilkeyi aramış ve aradığını da maddeden arınmış ve tinselleşmiş yüzlerde bulmuştur. Bu resimlerde sanatçı, insan yüzünü her şeyden soyutlayarak sadece birkaç renkle inandığı haç biçimiyle veriyor. Güçlü bir inançtan kaynaklanan bu resimler adeta bir ikondur. Rengin bir nesneyi betimlemek için kullanılmadığını, nesnenin, sanatçının duygularını ve “nesnelerin özünü” ortaya koyan bir renk yapısı için olanak sağladığını düşünüyordu. Kaynak Ekspresyonizmin Huzursuz Ruhu Ernst Ludwig Kirchner, Ekspresyonizm Sanat Ansiklopedisi , Soyut Resimde Suje ve Obje Arasındaki İlişki, Emil Nolde’nin Çarmıhta İsa Tasvirinin İkonografik Açıdan İncelenmesi, Mavi Atlı Dönemindeki Eserleriyle Kandinsky Ağaç veya güneş, açık bir deniz ve doğanın en eşsiz güzel görüntülerinin yer aldığı doğa tabloları, eşsiz bir sanat eseri olarak biliniyor. Siz de bu sanat eserlerini duvarlarınızda göstermek için en uygun fiyatlarla sunulan doğa tablosu ürünlerine hemen göz atmaya başlayabilirsiniz. Çeşit çeşit doğa ve manzara resimlerinin müşterilere sunulduğu ürünler dikey, yatay, panorama, bir iki üç dört ve beş parçalı modeller olarak da sunulmaktadır. Uçsuz bucaksız masmavi denizler, yemyeşil ormanlar, rengârenk çiçeklerle dolu vadiler ve doğadaki nice türlü güzelliklerin bulunduğu mekânlarda hepimiz yaşamayı, vakit geçirmeyi isteriz. Güzel bir görüntü karşısında hepimiz mutlu oluruz ve kendimizi huzurlu hissederiz. Ancak şehir hayatının karmaşası, yüksek binalar, apartmanlar içinde yaşayan bizler doğadaki nice güzellikler ve manzaralardan uzakta yaşıyoruz. Doğa manzaralı tablolar sizler için bu kategoride yer alan yüzlerce ürün arasından seçim Tabloları & Doğa Resimli ve Manzaralı TablolarBu güzelliklerden esintiler taşıyan ve tabiat ananın en güzel köşelerinden derlenen fotoğraf veya yağlıboya çalışmalardan oluşan modern manzara tabloları kategorisine göz atabilirsiniz. Evinize eşsiz doğadan esintiler taşımak ve kendinizi tabiatın ortasında yaşıyor gibi hissetmek istemez misiniz? Sitemizde yer alan tablolarımıza bir göz atın. Büyük metropollerde ve sakin doğadan uzak yaşayan bizler evimizde yer vereceğimiz manzara tablo modelleri ile kendimizi tabiatın ortasında hissedebilir ve baktıkça içimize dolan maviyi, yeşili ve huzuru fark edebiliriz. Doğanın içerisinde yer alan dağ, bahçe, yeşil çimler, güneş, akarsular ve dereler, limanlar ve gemiler, adalar ve sahiller gibi dünyanın her yerinden en iyi görüntülerin buluşturulduğu bu manzara tabloları bölümünde siz de bu renkli kareleri duvarlarınıza ve Manzara TablolarıManzara tabloları fiyatları sadece bir tık uzağınızda, sitemizde satıştadır. Sonuç olarak en beğenilen ve en çok rağbet gören kategorilerden birisi olan bu bölüm, gezegenimizdeki tabiat harikalarını ve adeta cennetten köşeler içeren yerlerin birleştirildiği eserler siz kullanıcılarımızın ziyaretlerini bekliyor. Personellerimiz tarafından en özel tekniklerle seçilmiş ve müşterilerimize sunulmuş dünyanın her yerinden onlarca manzara resimli tablo kadraja sığan bu renkli kareler profesyonel bir biçimde hazırlanmasının yanı sıra, son kullanıcıya ulaştırılma aşamalarında da gerekli özen gösterilerek ve titiz davranılarak su bazlı pigment kullanımı gerçekleştirilerek sağlıklı bir durumda uzun ve ömür boyu güvenle kullanın diye düşünülerek tasarlandı. Ayrıca parçalı ve tek parça olarak da bu ürünlere sahip olma şansına nefis toprak kokusunu içinize çektiğinizde dolduğunuz huzur, martı ve kuşlara baktığınızda gelen ilham ve haz, o ünlü ressamların elinden çıkan şaheserlere bakarken gelen kanvas tabloları tüm bu kategoride sizlerle buluşturuldu. Doğal su kaynaklarından akan mis gibi tertemiz suları içerken hissettiğiniz hazzı yaşamak istiyorsanız yapmanız gereken tek şey büyük indirimlerle size sunulan bu ürünlerden beğendiklerinizi seçip sipariş vermek. Yağlıboya görünümlü manzara ve doğa tabloları 400gr kalınlıkta %100 pamuk astarlı sanatsal tuval kanvas kumaş kullanılmaktadır. Kullandığımız Kanvas kumaşı sağlığa hiçbir zararlı madde içermez ve ortama da koku de manzara resmi ve doğa duvar tablo modellerini hemen en ucuz fiyatlarla satın alabilir, Türkiye'nin neresinde olursanız olun ücretsiz kargo güvencesi ile kapıda ödeme yaparak satın alabilir, sipariş verebilirsiniz. Ankara merkezli imalathanemizde parçalı ve tek parça en güzel doğa ve manzara resimliürünleri sizlere sunmaktan büyük memnuniyet duyarız. Yeni bir araştırma serisiyle karşındayız. Dünyaca ünlü ressamları bir bir anlatacağız ve tanıtacağız. İlk ressamımız yapıtlarıyla resim sanatının unutulmazlarından biri olan Van - 1154 Son Güncellenme - 1154 Güncelleme - 1154Kimlik Kartı Tam adı Vincent Williem Van GoghDoğum tarihi 29 Temmuz 1853Doğum yeri HollandaDoğduğu yıllarda orta halli ve bir ailede büyüyen sanatçı, her dönem sesiz ve içine kapanık bir karaktere sahipmiş. Ergenlik dönemi sonrası ailesinin yanında ayrılmış ve çalışmaya başlamış. Bir süre sonra ailesinin yanına dönmeye karar vermiş ve 1881 yılında, 28 yaşında resim yapmaya başlamış. O zamana kadar resim sanatıyla ilgilenmemiş olması oldukça ilginç değil mi?Vincent Van Gogh, 37 yıllık kısa ömründe sayısız eser yaratmış yetenekli ve önemli bir sanatçıymış. On küsur yıllık bir sürede çoğu eserini yaratmış olması ise sanatsal anlamdaki dahiliğinin de göstergesi olmuş. Bu kısacık sürede 900’e yakın yağlı boya eser üreten ressam, genelde manzara ve portreler üzerinde boyunca psikolojik ve fiziksel hastalıklarıyla uğraşan sanatçı, renkleri kullanmaktaki ustalığı ve çizimleriyle Çağdaş Sanat’ın ilk eserlerini vermiş. Bunu o zaman ne kendi ne de etrafındakiler anlayamamış ve değeri öldükten sonra anlaşılmış. Yaşadığı dönemde sadece bir tablosunu sattığı ve hep maddi sorunlar yaşadığı Gogh’un En Bilinen Tabloları1. Arles’deki Yatak Odası Bedroom In Arles, 18892. Yıldızlı Gece The Starry Night, 18893. Cafe Terrace At Night, 18884. Ayçiçekleri Sunflowers, 12 Sunflowers In A Vase, 18885. Sargılı Kulaklı Otoportre Self Portrait With Bandaged Ear, 1889 Hollandalı post-empresyonist ünlü ressam Vincent van Gogh 1853-1890, otuz yedi yıllık yaşamının sadece son on yılında resim yapmıştı. En ünlü resimleri arasından aynı temanın çizim ve yağlı boya örnekleri; Selvili Buğday Tarlası, 1889 Van Gogh Museum, Amsterdam, Hollanda - The Metropolitan Museum of Art, New York, ABD Sarı Ev, 1888 Özel koleksiyon - Van Gogh Museum, Amsterdam, Hollanda Yıldızlı Gece, 1889 Kunsthalle, Bremen, Almanya Kayıp - Museum of Modern Art, New York, ABD Selvi ile Yeşil Buğday Tarlası, 1889 The Morgan Library and Museum, New York, ABD - Národnígalerie v Praze, Prague, Çek Cumhuriyeti Saint-Rémy’den Manzara, 1889 Van Gogh Museum, Amsterdam, Hollanda - Ny Carlsberg Glyptotek, Kopenhag, Danimarka Zuhaf, 1888 The Guggenheim Museums, New York, ABD - Van Gogh Museum, Amsterdam, Hollanda Joseph Roulin'in Portresi, 1888-1889 J. Paul Getty Museum, Los Angeles, ABD - Kröller-Müller Museum, Otterlo, Hollanda Kafe Terasta Gece, 1888 Dallas Museum of Art, Dallas, ABD - Kröller-Müller Museum, Otterlo, Hollanda Père Tanguy’un Portresi, 1887 Van Gogh Museum, Amsterdam, Hollanda - Musée Rodin, Paris, Fransa Üzgün Yaşlı Adam, 1890 Van Gogh Museum, Amsterdam, Hollanda - Kröller-Müller Museum, Otterlo, Hollanda İki Selvi, 1889 Brooklyn Museum, New York, ABD - The Metropolitan Museum of Art, New York, ABD Oiran Keisai Eisen’den esinle, 1887 Van Gogh Museum, Amsterdam, Hollanda - Van Gogh Museum, Amsterdam, Hollanda Tohum Serpen Adam Millet’den esinle, 1888 Van Gogh Museum, Amsterdam, Hollanda - Kröller-Müller Museum, Otterlo, Hollanda Tohum Serpen Adam Millet’den esinle, 1890 Van Gogh Museum, Amsterdam, Hollanda - Kröller-Müller Museum, Otterlo, Hollanda Sigara İçen Kafatası 1885 Ayçiçekleri serisinden bir resim Vazoda on iki ayçiçeği 1888 Arles Köprüsü 1888. Teras Kafe 1888 Yıldızlı Gece 1889 Dr. Gachet'nin Portresi 1890 Père Tanguy'in Portresi 1887 Kiraz ağacı 1888 Eski Değirmen 1888 Hasat Arles 1888 İrislerle Arles manzarası 1888 Rhônebarken 1888 Rhone Üzerine Yıldızlı bir Gece 1888 Joseph Roulin Postane müdürü 1888 Gece Kafesi 1888 Yale Selviler 1889 Selvilerle Mısır Tarlası 1889 Arles Manzarası Çiçeklenen meyve bahçeleri 1889 Dağlarda zeytin ağaçları 1889 Hastane'ye giriş Saint-Remy 1889 L'Arlesienne Madame Ginoux 1890 Tutuklular Çemberi 1890 Kargalarla Buğday Tarlası 1890 en sevdiklerimden biri

van gogh kolay manzara eserleri