🌠 Cahit Sıtkı Tarancı Kar Şiiri

Cahit Sıtkı Tarancı 1910 yılında Diyarbakır’da dünyaya gelmiştir. Tarancı ölümüne kadar birçok eser yazmıştır. Özellikle Otuz beş yaş şiiri büyük beğeni gören şair kısa aşk şiirleriyle de meşhurdur. Bu içeriğimizde tıpkı Cahit Sıtkı Tarancı sözleri içeriğinde olduğu gibi Cahit Sıtkı Tarancı’nın en asıl ismi hüseyin cahit'tir. öyle uzun cümleler kurmaz, dili canlı ve temizdir. lise yıllarında arkadaşlarına mektup gelip kendisine gelmediği için, kendini yalnız hissedip üzüldüğünden kendi kendine mektup yazıp göndermiş, sonrasında da sevinçle mektuplarını karşılamıştır. wwwsiir.gen.tr. OTUZ BEŞ YAŞ ŞİİRİ. Yaş otuz beş! yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher, Yalvarmak, yakarmak nafile bugün, Gözünün yaşına bakmadan gider. Şakaklarıma kar mı yağdı ne var? Gönderen İnci 21 Mart 2010 Pazar Etiketler: Cahit Sıtkı Tarancı , Sevdiğim Şiirler. SERENAD. Kimdir bana gülümseyen yeşillik balkonundan? Demek gecelerden sonra nihayet gün doğuyor. Bir gülüşündür gençliğimi döndürdü yolundan; Yanan şu alnım elinin gölgesiyle soğuyor. Cahit Sıtkı Tarancı 4 Ekim 1910 tarihinde doğmuştur. Asıl adı Hüseyin Cahit Tarancı’dır. Şüphesiz hepimiz onu “Otuz Beş Yaş” şiiri ile tanıdık fakat Cahit Sıtkı Tarancı sadece şair demek yanlış olur aynı zamanda yazar ve çevirmendir. CahitSıtkı Tarancı, şiirlerindeki o yumuşacık temasla ruhumuza dokunarak, asla korkulacak bir şey olmadığını anlatır ölümün.Korkulan değil, çoğu kez kavuşmak istenilendir ölüm: "Uyanır gibi birden, bir korkulu rüyadan / O içimden sevdiğim, benim olan dünyamdan / Bir ses bana 'gel' dese, ben o sesi işitsem Türk edebiyatının kült şiirleri arasında yer alan 35 yaş şiiri Cahit Sıtkı Tarancı'nın yazmış olduğu bir şiirdir. Yazdığı şiirlerde genellikle hayatın güzel jmwFg. Baktim ki gokyuzu bastan basa bulutUnut diyor o guzel gunleri unutBaktim ki deniz her dalgasiyla dusmanKuslar av pesinde baliklar pusudaCok gerilerde kalmis ciktigim limanYok gorunurde siginacak bir adaBaktim ki o musibet gun gelip catmisYolcusunda tayfasinda safak atmisNe yelken kar eder ne kurek ne istimDayandim ask ile yuruttum gemiyiAsk ile koskoca daglari duz ettimAvladim sonunda o civan kekligi Cahit Sıtkı Tarancı Kimdir? Cahit Sıtkı Tarancı 4 Ekim 1910, Diyarbakır - 12 Ekim 1956, Viyana ya da gerçek adıyla Hüseyin Cahit Tarancı, Diyarbakır’ın en köklü ve en saygın ailelerinden Pirinçcizâdeler’e mensup Bekir Sıtkı ve Arife Hanım’ın altı çocuğundan en büyüğü olarak dünyaya gelen, şiir, mektup, hikaye ve biyografi türlerinde eserleri olan Kürt kökenli Türk şair, yazar ve çevirmendir. Birçok dergi ve gazetede eserleri yayımlanan Cahit Sıtkı Tarancı, şiiri hayatın merkezine koyan ve tek amacı güzel şiir yazmak olan bir şairdir. Fazla alkol ve sigara tüketen Cahit Sıtkı Tarancı, 18 Ocak 1954 tarihinde kriz geçirmiş ve Numune Hastanesi’ne kaldırılmıştır. Kısmı felç geçiren şair konuşma yetisini de kaybetmiştir. Bu dönemde bir süre İstanbul'da bir dönem de Diyarbakır'da kalan Cahit Sıtkı Tarancı, daha iyi bir tedavi için arkadaşı Samet Ağaoğlu’nun yardımıyla Viyana'ya gitmiştir ve burada vefat etmiştir. Cahit Sıtkı Tarancı Eserleri Nelerdir? Cahit Sıtkı Tarancı'nın 10 adet eseri aşağıda listelenmiştir. Otuz Beş Yaş Evime ve Nihal’e Mektuplar Avuçlarıma Sığmıyor Yıldızlar Ziya’ya Mektuplar Yağmurdan Sonra Güneş Gün Eksilmesin Penceremden Peyami Safa Hayatı ve Eserleri Düşten Güzel Sonrası Ömrümde Sükût Cahit Sıtkı Tarancı'nın İlk Eseri Nedir? Cahit Sıtkı Tarancı’nın ilk eseri 1933 yılında yayımlanan ve yirmi bir şiirden oluşan "Ömrümde Sükût" isimli şiir kitabıdır. Cahit Sıtkı Tarancı'nın Kaç Tane Eseri Vardır? Cahit Sıtkı Tarancı’nın bilinen eserlerinin sayısı 10’dur. Cahit Sıtkı Tarancı Şiirleri Cahit Sıtkı Tarancı’nın şiirleri aşağıda listelenmiştir. Gidiyorum Talihsiz Eski Saadetinle Batan Gemi Gel Çadır Kur Anne, Ne Yaptın? Kar ve Ben Kelekler Benimsin! Minareler Yalnızlık Çöküyorum Yağmur Günlerim Günlerim 2 Ölümden Beter Son Gece Gidiyorum Yağmur Bir İtiraf Mazim Korkulu Köprü Sarayımız Ömrümde Sükût Maziyi Yâda Daldığım Zaman Yatak Odamda Sükût Zaman Bir Kuşak Gibi Uykusuzluk Uyku Bir Lâhzam Dar Kalıp Aynalar Bir Kapı Açıp Gitsem Bir Yaz Günü Rüyamız Yağmur ve Ben Kar ve Hâtıralar Gece Bir Neticedir Bilmecelerle Kal Gece Bahçelerinde Güneşe Âşık Çocuk Kuşlar ve Gemiler Uzak Bir İklimde Kuyu Akşam Vakti Aynalarda Gece Akşamleyin Sen de Her Şey Gibi Yağmur Yağadursun Sular, Ağaçlar, Kuşlar Hâtıralar Renkler Her Günkü Özleyiş Gün Sonu Eşya Beni Kıskanan Ölüler Havuz Aşk Şarkısı Bir Ölünün Rüyası Bu Akşam Vakti Deniz Obsession Ölüm, Sinsi Ölüm Yaşamak Kerbelâ Düşündüğüm Yer Geçerken Şehir Ölmüştüm İmrendiğim Şey Yıldızlar Sen Yoksun ki Harp Baharı Şubat Sabahı Sevsen Beni Çocuğum Her Gece mi Bu Uykusuzluk Anarşi Bir Nehir Bilirim Okşamaya Vakit Kalmadı Hey Gidi Güneşli Uykular Ölmek İstemeyen Adam Yağmur Yağıyordu Irmak Ölü Elveda Kadın Göğsü İmkânsız Vuslat Etraf Konuşurlarken Hâtırası Yeter Neden Sonra Bir Yemiş Olacak Kış Güneşi Kur’a Uyku Mademki Güzelsin Ben Ölecek Adam Değilim Delilere Selâm Kıtadan Mektup Böyle İşte Bir Kıtacık Rönesans Bizimkiler Bereket Versin Kavs-i Kuzeh Akşamcı Değirmen Mangal Başında Durgun Deniz Esmer Güzeli Yârim Kış Mevsimi Kurban Bayramı Sadri Ertem’i Düşünürken Muhabbet Faslı Giderken Yadigâr Hizmetçi Kız Fikr-i Sabit Felekten Bir Gece Mesut Çift Bahar Nar Aşk Masalı Arslan Bir Şey Atatürk’ü Düşünürken Gün Eksilmesin Penceremden Kulak Ver ki Gündüz Mademki Vakit Akşam Deniz Perişan Sofra Sayıklayan Ağaç Mezarlık Sanatkârın Ölümü Serenad Korktuğum Şey Memleket İsterim Şaşırdım Kaldım Ölüm 1 Ölüm 2 Şubat Günü Ölümden Sonra Her Günkü Şarkım Hâtıralar Gençlik Böyledir İşte Bir Uykusuzluk Gecesi Gece Şarkısı Allah’ı Ararken Desem ki Sulh Bir Hâtıra Oldu Çilingir Sofrası Bir Haritam Vardı Benim Kuşlar İmkânsız Dostluk Bir de Baktım ki Ölmüşüm Bu Sabah Hava Berrak Biz Nerdeyiz Sevgilim? İnsanoğlu Nü Yanlış Bilmesinler Beni Robenson Hastanede Ziyaret Günü Sıla Çocuk Bahçesinde Gezerken Öyle Dalmışım ki Bir Ölünün Ağzından Bugün Hava Güzel Ajans Dinlerken İlk Cemre Yalan Gündüz Olsun Ölüm Tehlikesi Bugün Affet Bizi Lâmba Bugün Cuma Bütün Bir Yaz Bahar Yeli Uçtu Uçtu Paydos Abbas Aşk Dalgın Ölü Ben Aşk Adamıyım Âkıbet İlk Aşk Su Sesi Bahar Geliyor Kırkıncı Oda Çaresiz Anacığım Hareket Nedendir Yarab Çocukluk İnsan Hıçkırıkları Hepimize Dair Yaz Gecesi Misafir Yoldaşlar Bir Saadet Ben de Bir İnsanım Bahar Sarhoşluğu Nedim’e Dair Hepsinden Beter Sevdalı Peyzaj 1 Peyzaj 2 Peyzaj 3 Peyzaj 4 Can Yoldaşı Teselli Tarafı Yaşım İlerledikçe Gün Olur ki Bir Aşk Hâtırası Misafir Adam Tereke Postacı Tren Şaşırtmaca Davet Hep Yaşadığıma Dair İnsan Hâli Garip Kişi Cem Herkesin Gecesi Ada’ya Davet Yarın Pazar Değil Ferman Senindir Karasevda Yalnızlığa Dair Hayal Ettiğim Şey Yalnızlığımız Şiir Otuz Beş Yaş Düşten Güzel Yalan Bahar Hikâyesi Atatürk Kış Gecesi Rüyası Mehmetçik Hacı Bayram Camii Gönül Hoşluğu Müjde Dilekçe Yürek Bayram Yemeği Yalnızlık Macerası Şaşkın Dünya On Kasım İstiklâl Marşı’nı Dinlerken Sabah Duası Bir Güzel Sağ El Meçhul Asker Utanç Sevdiğim Aşkımız Değirmen Dertleşme Gariplik Memleket Yaz Günleri Edâ Portre Kırık Kalpler Kim Kime Dum Duma Aşk İle İyimserlik Karanlıktaki Hazine Güvenlik Değişik Akrostiş Güven Başımı Koruyan Melek Korkunç Güzel OTUZ BEŞ YAŞ Yaş otuz beş! yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher, Yalvarmak, yakarmak nafile bugün, Gözünün yaşına bakmadan gider. Şakaklarıma kar mı yağdı ne var? Benim mi Allahım bu çizgili yüz? Ya gözler altındaki mor halkalar? Neden böyle düşman görünürsünüz, Yıllar yılı dost bildiğim aynalar? Zamanla nasıl değişiyor insan! Hangi resmime baksam ben değilim. Nerde o günler, o şevk, o heyecan? Bu güler yüzlü adam ben değilim; Yalandır kaygısız olduğum yalan. Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız; Hatırası bile yabancı gelir. Hayata beraber başladığımız, Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir; Gittikçe artıyor yalnızlığımız. Gökyüzünün başka rengi de varmış! Geç farkettim taşın sert olduğunu. Su insanı boğar, ateş yakarmış! Her doğan günün bir dert olduğunu, İnsan bu yaşa gelince anlarmış. Ayva sarı nar kırmızı sonbahar! Her yıl biraz daha benimsediğim. Ne dönüp duruyor havada kuşlar? Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim? Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar? Neylersin ölüm herkesin başında. Uyudun uyanamadın olacak. Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında? Bir namazlık saltanatın olacak, Taht misali o musalla taşında. MEMLEKET İSTERİM Memleket isterim Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun; Kuşların çiçeklerin diyarı olsun. Memleket isterim Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun; Kardeş kavgasına bir nihayet olsun. Memleket isterim Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun; Kış günü herkesin evi barkı olsun. Memleket isterim Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun; Olursa bir şikâyet ölümden olsun. GÜN EKSİLMESİN PENCEREMDEN Ne doğan güne hükmüm geçer, Ne halden anlayan bulunur; Ah aklımdan ölümüm geçer; Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur. Ve gönül Tanrısına der ki - Pervam yok verdiğin elemden; Her mihnet kabulüm, yeter ki Gün eksilmesin penceremden! ABBAS Haydi Abbas, vakit tamam; Akşam diyordun işte oldu akşam. Kur bakalım çilingir soframızı; Dinsin artık bu kalp ağrısı. Şu ağacın gölgesinde olsun; Tam kenarında havuzun. Aya haber Sal çıksın bu gece; Görünsün şöyle gönlümce. Bas kırbacı sihirli seccadeye, Göster hükmettiğini mesafeye Ve zamana. Katıp tozu dumanı, Var git, Böyle ferman etti Cahit, Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş’tan; Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan. İSTİKLÂL MARŞI'NI DİNLERKEN Borazanbaşı borazanbaşı Akşamları batan güneşe karşı Alışılmış bir ibadet gibi Çaldığınız o İstiklâl Marşı Yıllardır her kulakta yer etmiş Gür nâmesiyle tutarken arşı Az rastlanır bir huşû içinde Ayakta dinleriz bütün çarşı. Hayal gibi vehim gibi bir şey Sanki memleketin dağı taşı En sâdık bekçisi tarihimin Kesilir ansızın şehit nâşı Bu meçhûl askerler mahşeriyle Hatırlatır o yaman savaşı Yanık türkülerinden biliriz Yemen çölünü, Sarıkamış'ı. Kurduna kuşuna sor söylesin Neydi Türkün o günkü telâşı Karalar giymişti Anadolu Kan bir yandan bir yandan gözyaşı Sürmedi çok şükür o kıyâmet Gecenin birinde fecre karşı Güneşten evvel doğdu ufukta Mustafa Kemal'in altın başı. Vatan sevgisinin mihenk taşı... Cahit Sıtkı Tarancı Kaç Tane Şiir Yazmıştır? Cahit Sıtkı Tarancı’nın şiirlerinin sayısı 270’ten fazladır. Cahit Sıtkı Tarancı En İyi Şiiri Hangisidir? Cahit Sıtkı Tarancı’nın en bilinen şiiri “Otuz Beş Yaş” isimli şiirdir. Cahit Sıtkı Tarancı İlk Şiiri Hangisidir? Cahit Sıtkı Tarancı’nın ilk şiir 1930 tarihli "Gidiyorum"dur. GİDİYORUM Çölde bir yolcu gibi yalnızlığım içinde Kavrulup gidiyorum. Serseri bir rüzgar gibi hep ganimet peşinde Savrulup gidiyorum Serçe kadar pervasız, bir günden ötekine Atlayıp gidiyorum. Bütün kumaşlarını açtığım gibi yine Katlayıp gidiyorum. Bir kış güneşi gibi ben keyfimin esiri Görünüp gidiyorum. Ne belli yerim var, ne de sevdiğim biri Sürünüp gidiyorum. Cahit Sıtkı Tarancı Bestelenen Şiirleri Cahit Sıtkı Tarancı’nın bestelenen şiirleri bestecilerinin adı ile birlikte aşağıda listelenmiştir. Hatıralar- Suphi İdrisoğlu/ Necdet Varol Bir Güzel Bilirim- İsmail Akçapınar Sanatkârın Ölümü- Alâddin Yavaşca/ Suphi İdrisoğlu/ Tarhan Toper/ Kaya Özta Otuz Beş Yaş- Fethi Karamahmutoğlu/ Âmir Ateş Aşkımız- İsmail Akçapınar Felekten Bir Gece- Ahmet Hatipoğlu Mademki Vakit Akşam- Ünal Türköz Gün Eksilmesin Penceremden- Münir Nurettin Selçuk Bahar Geliyor- Kaya Öztaş Anacığım- Mehmet Onur Hatıralar- Alâeddin Yavaşca Kış Gecesi Rüyası- Nâlân Aksoy İş Sanat tarafından Cahit Sıtkı Tarancı için "Cahit Sıtkı Tarancı Şiir Dinletisi" yapılmıştır. Dinletiye Youtube üzerinden ulaşmak mümkündür. Cahit Sıtkı Tarancı Şiirlerinin Özellikleri Nelerdir? Cahit Sıtkı Tarancı, şiire karşı bakış açısını “ Şiir, bu tatlı bela, bu ilk göz ağrımız, ilk ve son aşkımız, bu teneffüs saadetimiz, bu şehvetli kalp çarpıntımız, ona vardığımız nispette çok yaşamış, tatmış, kam almış olacağız. Şiir! Şiir! Şiir! Şiir! Şiir! Şiir! Şiir, fikrisabitimiz olmalı, bizi tımarhanelik edebilmelidir.”, “ Ne içtimai mevkide, ne servette gözüm var, tek ihtirasım güzel şiirler söylemektir. Yeryüzünde türküler söylemekle iktifa edeceğim.” sözleri ile açıklamıştır. Cahit Sıtkı Tarancı’nın şiirlerinde sonsuzluğa ulaşma isteği vardır. Sonsuzluğa da şekil, dil ve güzellik ile ulaşmaya çalışmıştır. Şiiri dil ve kelime işi olarak görmüş, “Bu can bu tende oldukça Türkçe dili ile daha ne güzel, ne yeni, ne harikulade şiirler yazacağım! Öyle yapalım ki Ziya’cığım, Türkçe bizden hoşnut olsun!.. Türkçe’nin ses vekaleti bizim uhdemizdedir.” şeklinde yazdığı mektuplarıyla bunu göstermiştir. Şiiri bir çağrışım sanatı olarak görmüştür. Canlı ve içi hayat dolu kelimeler kullanmaya özen göstermiştir. Şiirin şeklinin içerik ile bağlantılı olduğunu, şeklin içeriğe uyum sağlaması gerektiğini savunmuştur ve şiirinde ideolojik unsurlardan uzak durmuştur. Cahit Sıtkı Tarancı Şiirleri Hangi Türdedir? Cahit Sıtkı Tarancı, zaman zaman serbest türde şiirler yazmış olsa da şiirin birçok türünün güzel olduğunu savunmuştur. Cahit Sıtkı Tarancı'nın Şiir Anlayışı Nedir? Cahit Sıtkı Tarancı, Öz Saf şiir anlayışı ile şiirler kaleme almıştır. Cahit Sıtkı Tarancı Şiirlerinde Hangi Ölçüyü Kullanmıştır? Cahit Sıtkı Tarancı, hece ölçüsünü kullanmıştır. Cahit Sıtkı Tarancı Şiirlerinde Hangi Kafiyeyi Kullanmıştır? Cahit Sıtkı Tarancı, şiirde kafiyeyi tamamen gereksiz görmese de asıl önemli olan şeyin dil olduğunu savunmuştur. Cahit Sıtkı Tarancı Şiirleri Nerelerde Yayımlanmıştır? Cahit Sıtkı Tarancı’nın şiirlerinin yayımlandığı gazete ve dergilerin bazıları aşağıda listelenmiştir. Cumhuriyet Gazetesi Varlık Dergisi Servet-i Fünûn Dergisi Galatasaray Mecmuası Akademi Mecmuası Hafta Mecmuası Muhit Dergisi Ağaç Dergisi Gündüz Dergisi Yücel Dergisi Vakit Gazetesi Haber Gazetesi Akşam Postası İnkılapçı Gençlik Dergisi İnsan Dergisi Kaynak Dergisi Cahit Sıtkı Tarancı Hikayeleri Cahit Sıtkı Tarancı 'nın tek hikaye kitabı "Gün Eksilmesin Penceremden"dir. Cahit Sıtkı Tarancı Mektupları Cahit Sıtkı Tarancı’nın mektupları aşağıda listelenmiştir. Ziya'ya Mektuplar Evime ve Nihal'e Mektuplar Cahit Sıtkı Tarancı Biyografileri Cahit Sıtkı Tarancı’nın tek biyografi eseri “Peyami Safa Hayatı ve Eserler"dir. Cahit Sıtkı Tarancı Hangi Dönem Yazarıdır? Cahit Sıtkı Tarancı, Cumhuriyet dönemi yazarıdır. Cahit Sıtkı Tarancı Sanat Anlayışı Nedir? Cahit Sıtkı Tarancı, sanat sanat içindir anlayışını benimsemiştir. Cahit Sıtkı Tarancı Hangi Edebi Akımdan Etkilenmiştir? Cahit Sıtkı Tarancı, Sembolizm akımından etkilenmiştir. Cahit Sıtkı Tarancı Kimlerden Etkilenmiştir? Cahit Sıtkı Tarancı’nın etkilendiği isimler aşağıda listelenmiştir. Yunus Emre Ahmet Kutsi Tecer Şeyh Galib Fuzuli Ahmet Hamdi Tanpınar Necip Fazıl Kısakürek Ahmet Haşim Yahya Kemal Beyatlı Alphonse de Lamartine Moliere Jean Baptiste Racine Pierre Corneille Mehmet Emin Yurdakul Tevfik Fikret Namık Kemal Paul Eluard Paul Valery Arthur Rimbaud Paul Verlaine Charles Baudelaire Baki Cahit Sıtkı Tarancı'ın Edebiyat İçin Önemi Nedir? Cahit Sıtkı Tarancı, şiir üzerine fazlaca düşünen bir şairdir ve Türk şiirinde günlük hazları ölümsüzleştirmesi ile önemli bir yere sahip olmuştur. Cahit Sıtkı Tarancı'ın Eserleri Nerelerde Yayımlanmıştır? Cahit Sıtkı Tarancı’nın eserlerinin yayımlandığı gazete ve dergilerden bazıları aşağıda listelenmiştir. Cumhuriyet Gazetesi Varlık Dergisi Servet-i Fünûn Dergisi Galatasaray Mecmuası Akademi Mecmuası Hafta Mecmuası Muhit Dergisi Ağaç Dergisi Gündüz Dergisi Yücel Dergisi Vakit Gazetesi Haber Gazetesi Akşam Postası İnkılapçı Gençlik Dergisi İnsan Dergisi Kaynak Dergisi Cahit Sıtkı Tarancı'ın Sanat Hayatı Dışındaki Kariyeri Cahit Sıtkı Tarancı, memuriyet hayatına 1936 yılının sonlarına doğru Sümerbank'ın açtığı bir imtihanı kazanarak başlamıştır. Görev nedeniyle Karabük'teki bir fabrikaya nakledilince buradaki işinden istifa etmiştir. Askere gidip geldikten sonra Eminönü, Yemiş semtindeki bir yazıhanede ticaret işlerini sürdürmekte olan babası Bekir Sıtkı Bey'in yanında çalışmıştır. 1944 'ün sonlarına doğru Ankara'ya giden Cahit Sıtkı Tarancı, Anadolu Ajansı'nda mütercimlik yapmıştır. Toprak Mahsulleri Ofis ve Çalışma Bakanlığı bünyesindeki mütercimlik kadrosunda da yer almıştır. Cahit Sıtkı Tarancı'nın Siyasi Görüşleri Cahit Sıtkı Tarancı, siyasi duruşu ile ön plana çıkan bir şair olmamıştır. Mehmet Kaplan, Cahit Sıtkı Tarancı’nın Şiir Estetiği başlığını taşıyan yazısında Tarancı’nın siyasi tutumunu “Onun estetiği de, hayat görüşü de herhangi bir ideolojiye yer vermez. O sadece şair ve halis bir şairdir. Bir propagandacı, şiiri gaye değil, vasıta telakki eden bir ideolog, şiir estetiği üzerinde bu kadar durmaz. Mektupları da gösteriyor ki, Tarancı’nın hayatta en büyük gayesi güzel şiirler söylemek olmuştur.” sözleriyle açıklamıştır. Cahit Sıtkı Tarancı’nın Aldığı Ödüller? Cahit Sıtkı Tarancı, "Otuz Beş Yaş" şiiri ile Cumhuriyet Halk Partisi'nin kuruluş yıldönümüyle ilgili açtığı yarışmada birincilik kazanmıştır. Cahit Sıtkı Tarancı Belgeseli Cahit Sıtkı Tarancı’nın belgesellerine internet üzerinden ulaşmak mümkündür. Cahit Sıtkı Tarancı’nın belgesellerinden bazıları aşağıda listelenmiştir. Cahit Sıtkı Tarancı Edebiyatın Yüzü TRT Okul Melek Ninovaoğlu Youtube Kanalı Cahit Sıtkı Tarancı Kimdir Kim Kimdir? Youtube Kanalı Bir Kitaptan Bir Plaktan - "Bir Aşk Hikayesi" - Cahit Sıtkı Tarancı TRT Türkiye'nin Sesi Radyosu Youtube Kanalı Önce Şiir Vardı Cahit Sıtkı Tarancı edebiyatevi Youtube Kanalı Cahit Sıtkı Tarancı Sözleri Cahit Sıtkı Tarancı’nın 20 adet sözü aşağıda listelenmiştir. Ve böylece bu ömür, bu ömür her dakika, Bir buz parçası gibi kendinden eriyecek. Semada yıldızlardan, yerde kurtlardan başka, Yaşayıp öldüğümü kimseler bilmeyecek! "Sevmek, devam eden en güzel huyum." "Yatağım her gece böyle soğuk. Saadet bu ömrün neresinde?" "Bir ses bana 'Gel! ' dese, ben o sesi işitsem, Kimsecikler duymadan bir kapı açıp gitsem..." "Geniş, siyah gölgesi hayatımı kaplayan, Tepemde kanat germiş bir kartaldır yalnızlık. Kalp çarpıntılarıyla günleri hesaplayan Bir benim, benim olan bir masaldır yalnızlık." "Bir kere Misafire çıkmış adın; İstesen de istemesen de gideceksin. Elimde Türkçe gibi güzel bir silahım var." "Eski saadetinle,geçmiş günleriyle kal! Gözlerini yumarak o dünyayı seyre dal! O değil mi hayatta tutunduğun en son dal! Eski saadetinle, geçmiş günlerinle kal!" "Bereket versin. Gökyüzünün tapusu yok, herkes bakabilir. Bulutlara kimse el koyamaz. Hayal kurma hürriyeti var." "Bir kere sevdaya tutulmaya gör; Ateşlere yandığının resmidir. Aşık dediğin, Mecnun misali kör; Ne bilsin alemde ne mevsimidir." "Alemde gündüz gönlüme işkencedir; bence bayram ufukta gün bitincedir." "Bilmem ki hatıralar, Ne istersiniz benden, Gelir gelmez sonbahar?" "Sesin öyle güzel ki, duymak isterdim öldükten sonra bile." "Hiçbir şey istemiyorum felekten Bir daha seninle beraber olsam" "Bilmek yanmakmış büsbütün." "Bugün var yarım yoğum İşim bir şarkılıktır" "İstemem o dehşet gün gelip çatsın. Bana kimseler anam kadar yansın." "Değil kardeşim, dal yeşil değil, gök mavi değil, Bilsen! Ben hangi alemdeyim, sen hangi alemde!" "Yalnız kendi başın mı dertli sanırsın, Gölgesi yeryüzünde avare insan?" "Öldük, ölümden bir şeyler umarak. Bir büyük boşlukta bozuldu büyü. Nasıl hatırlamazsın o türküyü, Gök parçası, dal demeti, kuş tüyü, Alıştığımız bir şeydi yaşamak" "Benerci Jokond Varan Üç Bedrettin Hey kahpe felek ne oyunlar ettin En yavuz evlâdı bu memleketin Nazım ağabey hapislerde çürür" Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi Cahit Sıtkı Tarancı’nın müzesi Diyarbakır'da bulunmaktadır. Şairin doğduğu ve çocukluk yıllarını geçirdiği ev 1733 yılında inşa edilmiştir ve Diyarbakır’ın geleneksel konut mimarisinin tüm özelliklerini taşımaktadır. Ev dört kanattan oluşmaktadır. Evde toplam 14 oda, mutfak, kiler ve tuvalet bulunmaktadır. Eve Cahit Sıtkı Tarancı'nın dünyaya geldiği oda da korunmaktadır. Bina 1973 yılında Kültür Bakanlığı tarafından yazarın ailesinden alınarak kamulaştırılmış ve 1974 yılında restore edilerek Cahit Sıtkı Tarancı Kültür Müzesi olarak ziyarete açılmıştır. Cahit Sıtkı Tarancı Nerelidir? Cahit Sıtkı Tarancı, hem anne hem baba tarafından Diyarbakırlıdır. Cahit Sıtkı Tarancı'nın Babası Kimdir? Cahit Sıtkı Tarancı'nın babası Bekir Sıtkı Bey'dir. Bekir Sıtkı, Diyarbakır'ın pirinç ziraati ve ticaretle uğraşan en köklü ailelerinden Pirinçcizâdeler’in oğludur. Annesi Hayriye Hanım, babası Hüseyin Efendi'dir. Ziraat ve ticaretle uğraşmıştır. Ataerkil aile yapısına inanan biri olarak oğlu Cahit Sıtkı Tarancı'ya oldukça düşkündür ve onun vali olmasını istemiştir. Cahit Sıtkı Tarancı Çocukluğu Nasıldır? Cahit Sıtkı Tarancı, 1910 yılının 4 Ekim günü Diyarbakır, Cami Kebir Mahallesi'nde Kürt kökenli bir ailede dünyaya gelmiştir. Çocukluğu Diyarbakır'da geçmiştir. Adı büyükbabasından gelmektedir. Ailesi, pirinç ziraatı ve ticaretle uğraşan köklü "Pirinççizadeler"e mensuptur. Büyük dedesi Hacı Ali Efendi'dir. 5 kardeşi ile büyüyen şair Cahit Sıtkı tarancı'nın kardeşleri Mehmet Halit, Sabiha Nihal Erkmenoğlu, Yıldız Köksal, Atiye Hilâl Ardave Yılmaz Cihangir'dir. Cahit Sıtkı Tarancı'nın çocukluğundaki fiziksel görüntüsü ise "kısa boylu, nazik yapılı, göğsü oldukça dar yapılıydı. Keskin yüz çizgilere ve koyu kahve saçlara sahipti." şeklinde anlatılmıştır. Cahit Sıtkı Tarancı Eğitim Hayatı Nasıldır? Cahit Sıtkı Tarancı, eğitim hayatına 1917 yılında Diyarbakır Nümune-i Terakkî-i Hamidî Mekteb-i İptidâî'sinde başlamıştır. Bir yıl sonra Mekteb-i Sultani'nin iptidai bölümüne gönderilmiştir. Bu okuldan "üstün başarı" ile mezun olan şair, babası tarafından daha iyi bir eğitim alması için İstanbul'a göndermiştir. Ortaöğrenimine Saint-Joseph Fransız Lisesinde başlamıştır. Bu dönemde yalnızlık çeken ve içine kapanan Cahit Sıtkı Tarancı, kitaplara ilgi duymuş, özellikle de şiir kitapları okumuştur. Şiirini etkileyen bazı şairlerin kitapları ile de bu dönemde tanışmıştır. Ortaöğreniminin son senesinde Galatasaray Lisesi'ne geçiş yapmıştır ve bu okulda Ziya Osman Saba ile tanışmıştır. Bu dönemde iyiden iyiye şiir ile uğraşmaya başlayan Cahit Sıtkı, yayımlanması için bir şiirini “Pirinççizâde Cahit Sıtkı” imzasıyla Ziya Osman Saba'ya vermiştir. Şair bu dönemi "Bende edebiyata bilhassa şiire karşı hakiki ve köklü denilebilecek ilk alaka Galatasaray onuncu sınıfta sıra arkadaşım Ziya Osman Saba’nın delaletiyle tanıdığım Baudelaire’le başlar. Bu Fransız şairini içime sindire sindire okuduktan sonradır ki, şiir yazmak benim için teneffüs etmek, yemek içmek kadar tabii bir hayat faaliyeti oldu." sözleri ile anlatmıştır. Liseyi de aynı okulda okuyan şair 1931 yılında Galatasaray Lisesi'nden mezun olmuştur. Lisenin ardından Yıldız'daki Mülkiye Mektebi'ne yatılı olarak eğitim görmeye başlamıştır. Bu dönemde yazdığı "Uzak Bir İklimde", "Gece Bir Neticedir" ve "Güneşe Âşık Çocuk" isimli şiirler Cahit Sıtkı Tarancı'nın ilk şöhretini kazanmasına yardımcı olmuştur. Mülkiye eğitimini tamamlayamayan yazar dört yıl sonunda Mülkiye'deki eğitimini bırakarak İstanbul'daki Yüksek Ticaret Okulunda öğrenim görmeye başlamıştır. Bu dönemde maddi zorluklar yaşaması nedeniyle Cumhuriyet gazetesine hikâyeler ve roman tefrikaları yazmaya başlamıştır. Yükseköğrenimini tamamlamak için Paris'e giden şair, 1938-1940 yılları arasında Paris'te Sciences Politiques'te öğrenim görmüştür. Geçimini sağlamak için de Paris Radyosu'nun Türkçe yayınlar servisinde spikerlik yapmıştır. Burada öğrenci olduğu dönemde şair Oktay Rifat ile tanışmıştır. 2. Dünya Savaşı'nda Nazilerin uçaklarının 1940 yılında Paris'i bombalamaya başlaması üzerine buradaki eğitimini de yarıda bırakmak zorunda kalmıştır. Cahit Sıtkı Tarancı, bu dönemden sonra da yükseköğrenim eğitimini tamamlayamamıştır. Cahit Sıtkı Tarancı Nasıl Bir Yazardır? Cahit Sıtkı Tarancı, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın deyişiyle “Şiirden gayri ifade vasıtası tanımayan... Şiiri, ölümden hayata doğru genişleyen” bir yazardır. Ele aldığı başlıca temalar hayat sevgisi ve ölüm korkusudur. Eserlerinde hayattaki her olayı harikulade göstermiştir. Eserlerine aile hayatına karşı duyduğu hasreti de yansıtmıştır. Cahit Sıtkı Tarancı Evlendi Mi? Cahit Sıtkı Tarancı, 4 Temmuz 1951 Çarşamba günü Ankara Halkevi'nde Cavidan Hanım ile evlenmiştir. Eşine bir mektup ile evlilik teklif eden şair, alkole düşkün olduğu için önce olumsuz bir cevap almış olsa da "Affet beni Cavidan'ım, gözümde dünyanın en paha biçilmez mücevheri olan o güzel başın için yemin ediyorum, mezara gireceğim güne kadar ağzıma alkol namına tek damla bir mayi koymayacağım." diyerek eşini evlenmeye ikna etmiştir. Cahit Sıtkı Tarancı'nın Çocukları Cahit Sıtkı Tarancı’nın çocuğu yoktur. Cahit Sıtkı Tarancı Kaç Yaşında Vefat Etti? Cahit Sıtkı Tarancı, Viyana’da vefat ettiğinde 46 yaşındadır. Cahit Sıtkı Tarancı Mezarı Nerededir? Cahit Sıtkı Tarancı’nın mezarı Ankara, Cebeci Asri Mezarlığı'ndadır. Cahit Sıtkı Tarancı Hakkındaki Kitaplar Cahit Sıtkı Tarancı hakkında yazılan kitaplar aşağıda listelenmiştir. İlhan Geçer, Cahit Sıtkı Tarancı, Toker Yayınları Önder Göçgün, Cahit Sıtkı Tarancı, Akçağ Yayınları - Ders Kitapları Tuba Emlek, Cahit Sıtkı Tarancı, Halk Kitabevi Şaban Sağlık, Cahit Sıtkı Tarancı’nın Hikayeleri Üzerine Bir İnceleme, Hece Yayınları Ramazan Korkmaz, İkaros’un Yeni Yüzü Cahit Sıtkı Tarancı, Akçağ Yayınları - Ders Kitapları Oktay Başak, Diyarbakır Arkeoloji ve Cahit Sıtkı Tarancı Müzelerinde Bulunan Bir Grup Madeni Eser Eşliğinde Neolitikten Osmanlıya Anadolu’da Maden Sanatının Gelişimi, Gece Kitaplığı Cahit Sıtkı Tarancı Sempozyumu, Atatürk Kültür Merkezi Yayınları Alper Germiyanlıoğlu, Cahit Sıtkı Tarancı, Siyah Beyaz Yayınları 53 adet şiir bulunduAbbasHaydi abbas, vakit tamam; Akşam diyordun işte oldu akşam. Kur bakalım çilingir soframızı; Dinsin artık bu kalp ağrısı. Şu... AnlamakYaşım ilerledikçe daha çok anlıyorum Ne büyük nimet olduğunu ah ey güzel gün Boş yere üzülmekte mana yok anlıyorum Kadrini bi... Aşk İleBaktım ki gökyüzü baştan başa bulut Unut diyor o güzel günleri unut Baktım ki deniz her dalgasıyla düşman Kuşlar av peşinde b... AşkımızZulmü pek çok insafı az Hayata karşı aşkımız Ne etseler ki çatlamaz Bir sabır taşı aşkımız. Samanlık seyran dediğin Aşkımız ... Avuçlarıma Sığmıyor YıldızlarÖyle dalmışım ki bu akşamüstü, Komşu arsadır gözümde gökyüzü. Ben dünyadan bihaber bir çocuğum, Kayıp zıpzıplarımı arıyorum.... Bahar Sarhoşluğuİlk sevgilinin gülüşüne benzer Bir Nisan havası değil mi esen? Zincirlere, kelepçelere inat, Kanatlarımı açmak zamanıdır; All... Bayram YemeğiKorkarım felekte bir gün Bir bayram yemeğinde. Anam, babam gibi kardeşlerim de, En güzel dalgınlığında ömrün. Beni gurbette s... Ben Aşk AdamıyımDolaştığım denizlerce düşünüyorum, Bineceğim son gemi değil midir Hayır sahibi omuzlarda giden tabut. Herkes gibi teselliye m... Bir Ölünün AğzındanKabrime çiçek getirenlere gülerim; Gafil kişilermiş şu insanlar vesselam; Bilmezler ki bu kabirle yoktur alakam; Ben o çiçekl... Biz Nerdeyiz SevgilimGecesi benden, mehtabı senden Bir bahçesi var ki aşkımızın, Mevsimlerdir dolaşırız, bitmez. Kim demiş ki zamanla gül solar? ... DeğişikSen her gün başka bir güzel olsan Ben her gün başka bir aşık Her göz göze gelişimizde Yıldırımla vurulmuş gibi olsak Yepyeni ... DenizBu akşam vakti deniz, O bütün hasretimiz, Sanki gelmiş de dile, Nedametin sesiyle, Çarparak kayalara, Yetmez mi, diyor deniz,... Desem KiDesem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini... Fani Dünyaİlk günden alıştığımız emektar aydınlık, Anne yüzünde, dost yüzünde, evlat yüzünde; Her sabah başlayan şeye doymadık, Düşümüz... Fikr-i SabitNe bileyim ben Kimdi Amerika'yı keşfeden Ne eder beş kere beş Güneyden mi kuzeyden mi doğardı güneş Kaçıncı padişahtı Yavuz ... Gece ŞarkısıÂlemde gündüz gönlüme işkencedir; Bence bayram ufukta gün bitincedir. Günün geçit vermez karlı dağlarını Sanki sihirbaz bir ... Gençlik Böyledir İşteİçimi titreten bir sestir her gün. Saat her çalışında tekrar eder "Ne yaptın tarlanı, nerede hasadın? Elin boş mu girece... GerçekCan yoldaşım olmasa olmasın Yanlızım diye hayıflanmasın Eğilmiş üstüne gökyüzü masmavi Bir anne şefkatine müsavi Üç adım öted... Gün Eksilmesin PenceremdenNe doğan güne hükmüm geçer, Ne halden anlayan bulunur; Ah aklımdan ölümüm geçer; Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur. Ve gönül Ta... Gün Olur KiGün olur ki ne gökyüzü para eder, Ne deniz kenarı, ne bağlar bahçeler. Gün olur ki ne kız ne rakı ne şiir, Hiçbir sey insanı ... GündüzEy sâkin suları karıştıran el, Balıklara huzur vermeyen dalgıç, Ey zenginle fakir, çirkinle güzel Arasında keskin parlayan kı... HâtıralarBilmem ki hâtıralar, Ne istersiniz benden, Gelir gelmez sonbahar? Bu kanad çırpış neden? Cama vuracak ne var Ey eski hâtıral... Her Günkü ŞarkımŞehirde bir kasvet, Rüzgârda bu dâvet, Enginde hürriyet, Serde gençlik varken, Beyaz açılırken Bu mavi sularda Her gün binbir... İlk AşkFelek ne kadar kahretse kalbimize, Zaman zaman hatırladığımız olur, Hangi dilber ilk aşkı tattırdı bize; Bir bahtiyarla yaşad... İnsan HıçkırıklarıGeceyle bir durgunluk oldu suda Balıklar yosunlar gibi uykuda Dallarda rüzgar hışırtısı dindi Bütün kuşlar yuvalarında şimdi... Karanlıktaki HazineKaranlığa sevgiyle baktığım gece gördüm Hala o güven sevinciyle uçmakta gönlüm Süründüğümüz bu çamur deryasından uzak Bu y... KarasevdaBir kere sevdaya tutulmaya gör; Ateşlere yandığının resmidir. Aşık dediğin, Mecnun misali kör; Ne bilsin alemde ne mevsimidir... Kırkıncı OdaKırkıncı odanın kapısındayım; Ne varsa bu kapı arkasındadır. Açsam, ya açmasam kaygısındayım; Aklım iki cihan arasındadır. K... Korktuğum ŞeyGün çekildi pencerelerden; Aynalar baştan başa tenha. Ses gelmez oldu bahçelerden; Gök kubbesi döndü siyaha. Sular kesildi ç... Korkunç GüzelBu el titremesi kadeh tutarken Bu yaşta nasıl koyuyor insana Orhan gibi vaktinde gitmek varken ... Kulak Ver Ki...Kulak ver ki havasında bahçemizin, Gök maviliğinden, dal yeşilliğinden Bir türkü söylenmede kendiliğinden; Nasıl dinlersen öy... Madem Ki Vakit AkşamMademki vakit akşam, Madem ne evim barkım, Ne de bir tek âşinam, Açılsın gizli sofram, Gelsin kadehte rakım, Dostum, neşem ve... Memleket İsterimMemleket isterim Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun; Kuşların çiçeklerin diyarı olsun. Memleket isterim Ne başta dert... MeşgaleKimi insan derbeder Ömrünü heba edip gider Kimisi maişet derdine düşmüş Rahattan bihaber Olmayacak işler peşinde Kimisi ta... MezarlıkVe şehrin şenliğine karşılık Susar servileriyle mezarlık. Susar ve hatırlar - Bu kırık Aynadaki hazin perişanlık Sizindir, ... MisafirBir gece misafirim olsan yeter; Dolar odama lâvanta kokusu; Soğur sevincinden sürahide su. Ay pencerede durup durup güler.... Otuz Beş YaşYaş otuz beş! Yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher, Yalvarmak, yakarmak nafile bugü... OyunUçtu uçtu leylek uçtu Uçtu uçtu masa uçtu Uçtu uçtu semahat uçtu Uçtu uçtu. . .? Ne uçtu sanırsınız çocuklar Uçtu uçtu gençli... ÖlümSözünde durmadı mavi gökler; Gün kararıyor gitgide ölüm. Akşam yeli nedameti söyler; Nedamet yer etti bende ölüm. Ne yapsam,... Ölümden SonraÖldük, ölümden bir şeyler umarak. Bir büyük boşlukta bozuldu büyü. Nasıl hatırlamazsın o türküyü, Gök parçası, dal demeti,... PaydosPaydos bundan böyle çılgınlıklara! Sert konuşmaya başladı aynalar, Yetişir koştum aşkın peşi sıra; Bitirdi beni bu içki, bu k... Perişan SofraÖldü; ne rüzgârlar girdi içeri, Ne bir kuş havalandı pencereden. Öldü; kimse görmedi melekleri; Sorma nasıl habersiz gitti gi... RenklerGündüze alışan renkler, Her gece perişan renkler. Eşyada bakış mısınız, Zamanda akış mısınız, Gözümde hatıralar mı? Yekpare v... RobensonRobenson, akıllı Robenson'um, Ne imreniyorum sana bilsen! Göstersen adana giden yolu; Başımı dinlemek istiyorum. Ben gemi... Sanatkârın ÖlümüGitti gelmez bahar yeli; Şarkılar yarıda kaldı. Bütün bahçeler kilitli; Anahtar Tanrıda kaldı. Geldi çattı en son ölmek. Ne ... Sayıklıyan AğaçGüzü duymıyagörsün ağaç, Artık her günü bir işkence; Bir hayale dalar her gece, Başında gök ürperen bir taç. Göz kırparken o... SerenadKimdir bana gülümseyen yeşillik balkonundan Demek gecelerden sonra nihayet gün doğuyor. Bir gülüşündü gençliği döndürdü yol... SılaGün bitti; Akşam serinliğiyle başlıyor memleketim. Doğduğum köy göründü; Sakin yıldızlariyle gittikçe yakınlaşan sema, Dört n... Şaşırdım KaldımŞaşırdım kaldım nasıl atsam adım; Gün kasvet gece kasvet. Bulutlar, sisler içinde bunaldım; Gök mavisine hasr... Şubat GünüKim ne bilsin neydi beni uyutan? Uyanmadığım o sabah uykudan. Henüz yaşıyordum yeniden yeni Bir şubat gününün güzelliğini. ... Yalnızlığa DairCan yoldaşın olmazsa olmasın Yalnızım diye hayıflanmayasın, Eğilmiş üstüne gökyüzü masmavi Bir anne şefkatine müsavi. Üç adım... Yalnızlık MacerasıÖyle yalnız kaldım ki hayatımda Kimi gün öldüm kimi gün ilah oldum Çok zaman annemin dizlerine hasret Koydum başımı kendi diz... YanılgıDeğil kardeşim değil , dal yeşil gök mavi değil Bilsen ben hangi alemdeyim sen hangi alemde Aklından geçer mi dersin, aklımda... Arama En çok okunan şiirler İstiklâl Marşı Eksik Avradın Kötüsü Dizini Dikip Oturur Anlıyorsun Değil Mi Bizim Memleket İki Serseri Saman Sarısı Karlı Kayın Ormanında Aleviyim Ben Gündüz Ölümün Yükselişi Ve Çöküşü Kırkıncı Yılımız Kocalmaya Alışıyorum Ceviz Ağacı Babanız Geldi Çocuklar!.. Türkmen Güzeli Kız Çocuğu Kurşun Sıkmalı Kandil İyimserlik İnce Sızı Yalnızın Durumları X Yalnızın Durumları XVIII Mektup Başlangıç Gülüm Eyvallah Gölgemdeki İz Aşk Nişanesi Siyah Gözlerine Beni De Götür Âvâre Gönül En çok okunan şairler Barış Manço Cemal Safi Fazıl İbaokurgil Ceylan Koryürek Tekin Gönenç Akgün Akova Serdari Yahya Kemal Beyatlı Pir Mehmet Orhan Veli Kanık Şanar Yurdatapan Bayburtlu Zihni Pir Sultan Abdal Pablo Neruda Mehmet Süreyya Timur Mehmet Nacar Ahmed Arif Nazım Hikmet Ran Sabit İnce Orhan Seyfi Orhon Gültekin Samanoğlu Ülkü Tamer Hüseyin Çırakman Karacaoğlan Ahmet Cemal Abdullah Işılak Ahmet Hamdi Tanpınar Habib Karaaslan Ziya Gökalp Olcay Yazıcı Vedat Varol Uğur Mumcu Mehmet Atilla Maraş H. Vasfi Uçkan Mısri Niyazi Mehmet Akif Ersoy Hisari Ahmet Erhan Attilâ İlhan toplam 399 şairin tane şiiri ile güncellenme tarihi 15-04-2014 Bugün hava güzel, Bugün içim içime sığmıyor. Annemden mektup aldım, Memlekette gibiyim. Allaha çok şükür karnım tok; Elimi uzatsam kahve… Öldük, ölümden bir şeyler umarak. Bir büyük boşlukta bozuldu büyü. Nasıl hatırlamazsın o türküyü,……………….. Bilirim ne yapsam hata, Yanlış attığım her adım; Ellerim elma dalında; Âdem’le Havva ne birdir ne iki; Günahım başımdan… Gündüze alışan renkler, Her gece perişan renkler. Eşyada bakış mısınız, Zamanda akış m……………….. Karanlığa sevgiyle baktığım gece gördüm Hala o güven sevinciyle uçmakta gönlüm Sür……………….. Kimi insan derbeder Ömrünü heba edip gider Kimisi maişet derdine düşmüş Rahatta……………….. Can yoldaşın olmazsa olmasın Yalnızım diye hayıflanmayasın Eğilmiş üstüne gökyüzü masmavi Bir anne şefkati……………….. Geceyle bir durgunluk oldu suda Balıklar yosunlar gibi uykuda Dallarda rüzgar hışırtısı dindi ……………….. Ne bileyim ben Kimdi Amerika’yı keşfeden Ne eder beş kere beş Güneyden mi kuzeyden mi doğardı ……………….. Sen her gün başka bir güzel olsan Ben her gün başka bir aşık Her göz göze……………….. İlk günden alıştığımız emektar aydınlık, Anne yüzünde, dost yüzünde, evlat yüzünde; Her sabah başlayan şeye doymadık, Düşümüz gerçeğimiz ne va……………….. Ne bir kelime konuştuk, Ne işaret çektik birbirimize, Fakat gerçektir seviş……………….. Böyle mi gelecektin Eylûl? Farkında mısın, Ne başka bir sonbahara verdin bahçemizi. Neler savrulmadı ……………….. Nereye böyle bulut abla? Az bekle, beraber gideriz; Ben buralı durursun ağaç ka……………….. Gün bitti; Akşam serinliğiyle başlıyor memleketim. Doğduğum köy göründü; Sakin yıldızlariyle gittikçe yakınl……………….. Uçtu uçtu leylek uçtu Uçtu uçtu masa uçtu ……………….. Bahçem ağaçlardan, çiçeklerdendir. Evim taştan yapılmış. Annem kardeşim gibi severim Ağaçları, taş……………….. Bir kadın göğsü, Başlarsa konuşmaya, En güzel deniz olur; E……………….. Vaktiyle gölgesinde dinlendiğimiz çınar, Eski mahalle, vakıf çeşme, bakımsız……………….. Değil kardeşim değil, dal yeşil gök mavi değil Bilsen ben hangi alemdeyim sen hangi al……………….. Dünden itibaren ülkemizi etkisi altına almaya başlayan kar yağışı nedeniyle özellikle İstanbul beyaz örtüye büründü. Magnum Ajansı fotoğrafçılarının karlı fotoğraflarıyla, Türk Edebiyatı’nın kar temalı şiirlerini birleştirdik. Henri Cartier-Bresson, Hamburg, 1952 1. Metin Altıok – Kar Kar var yaşadığımız günlerde. Umutsuzluk çevremizi kuşattı, Kıtlık kıran gündemde. Yine de ele güne karşı, Özenle saklıyorum yüreğimde Sana duyduğum aşkı, Dört yanım kar içinde Werner Bischof, İsviçre, 1943 2. Ahmet Muhip Dıranas – Kar Ne sabahtır bu mavilik, ne akşam! Uyandırmayın beni, uyanamam. Kaybolmuş sevdiklerimiz aşkına, Allah aşkına, gök, deniz aşkına Yağsın kar üstümüze buram buram… René Burri, İsviçre, 1956 3. Edip Cansever – Kar Yangını Neden bu kadar kar, bu kadar yıl, bu kadar yağış Bu kadar uzaklardan nedir bu kadar gelen Bir uzun çam kulesi bembeyaz Samatya’da Bir oğlan bir martıyla upuzun seviştiğinden Yaslı bir kadın gibi gözleri kendine bakan Kendine baktıkça da çocukları olan hüzünden. Marilyn Silverstone, Keşmir-Srinagar, 1968 4. Yahya Kemal Beyatlı – Kar Musikileri Bin yıldan uzun bir gecenin bestesidir bu. Bin yıl sürecek zannedilen kar sesidir bu. Bir kuytu manastırda dualar gibi gamlı, Yüzlerce ağızdan koro halinde devamlı, Bir erganun ahengi yayılmakta derinden… Duydumsa da zevk almadım İslav kederinden. Zihnim bu şehirden, bu devirden çok uzakta, Tanburi Cemil Bey çalıyor eski plakta. Birdenbire mesudum işitmek hevesiyle Gönlüm dolu İstanbul’un en özlü sesiyle. Sandım ki uzaklaştı yağan kar ve karanlık, Uykumda bütün bir gece Körfez’deyim artık! Herbert List, Münih, 1951 5. Sezai Karakoç – Kar Şiiri Bu adam o adam gelip gider Senin ellerinde rüyam gelip gider Her affın içinde bir intikam gelir gider Bu şiirimi anlayınca beni anlayacaksın Ben bu şiiri yazdım aşık çeşidi Öyle kar yağdı ki elim üşüdü Ruhum seni düşününce ışıdı Her şeyi beni anlayınca anlayacaksın W. Eugene Smith, ABD, 1958 6. Behçet Necatigil – Kar Kar Kar kar Farı, kalbim, farı da Kapına yığılacak karları Kürüyeme! Ben senin necinim, kalbim Kulun, kölen, müneccim İşlerin, açmazlar – – koş aç, koş aç! Erich Hartmann, ABD, 1967 7. Nazım Hikmet – Lambayı yakma, bırak, sarı bir insan başı düşmesin pencereden kara. Kar yağıyor karanlıklara. Kar yağıyor ve ben hatırlıyorum. Kar… Üflenen bir mum gibi söndü koskocaman ışıklar.. Ve şehir kör bir insan gibi kaldı altında yağan karın. Lambayı yakma, bırak! Kalbe bir bıçak gibi giren hatıraların dilsiz olduklarını anlıyorum. Kar yağıyor ve ben hatırlıyorum Burt Glinn, Japonya, 1961 8. Necati Cumalı – Kar Aydınlığında Sen sıcaktın yataklar sıcak Pencerende aydınlık kar Ateşim kömürüm esmerim benim O günlerin tadı başka nerde var Gençtik âşıktık deliydik Seviştikçe ağardı karanlıklar Bunca dağın karlarını erittik Leonard Freed, Roma, 1958 9. Gülten Akın – Düğün ve Kar Öyle dingin öyle yumuşak ince ipekten gülümser hüzünlü çılgın çekingen en uzak uçları birleştirerek öyle de onurlu durmak Ölüm seninle benim aramda aşılmaz bir duvar ördü ertesi karlarda geceleyin bir başıma acıyla büyülü hasretle dağlanarak yürüdüm Hiroshi Hamaya, Japonya, 1952 10. Cahit Sıtkı Tarancı – Kar ve Hatıralar Kar yağıyor, yine kar, yine kar, yine mahşer gibi kar. Sanki güller içinde gülen taze kadınlar, Bana beyaz buseler, beyaz buseler yollar; Sanki güller içinde gülen taze kadınlar. Bir rüya görür gibi gözümde sevinçler var. Beyaz bir sükut işte kar yağıyor, kar, kar, kar; Sanırım ki uçuyor gözümde hatıralar. Beyaz bir sükut işte kar yağıyor, kar, kar, kar… Guy Le Querrec, Fransa, 1962 11. Ataol Behramoğlu – Beyaz, İpek Gibi Yağdı Kar Beyaz, ipek gibi yağdı kar Bir kız kardan hafif adımlarıyla yürüyüp geçti hayal içinde Arkadaşlarımı düşündüm, sevgili şeyleri Sanki her şey bizimle var ve bizimle olacak Şarkılar çaldı odalarda Bütün insanları sevmek gerektiğini düşündüm Düşmanlarımız dışında Düşmanlarımız çünkü Sevgiyi yok ettikleri için Düşmanımız oldular Beyaz ipek gibi yağdı kar Bir kız kardan hafif yüreğiyle Geçip gitti güvercinleri anımsatarak. Uzaktaki şehir Uykuya dalmıştır şimdi. Ferdinando Scianna, Paris, 1963 12. Ahmet Telli – Sıcak Bir Kış Kar ayrılık hüznüdür ve ne çok Ayrılıklar yaşandı şu son birkaç yılda Yurdundan ayrılanları düşünüyorum ve birisi Özledim diyor, ülkemin kar kokusunu da özledim Inge Morath, Leningrad, 1965 13. Behçet Aysan – Dışarda Kar Kar yağıyor dışarda sokak lambasına düşüyor ve serçeler üşüyor kenarları hafifçe yanmış sayfalarına kan sıçramış bir kitapta nazım hikmet okuyorum. dışarda kar yağıyor ve dağ lokantasına gidiyor zengin kasabalılar. kar yağıyor dışarda mektubun yeni gelmiş istanbul kokuyor. dışarda kar yağıyor seni seviyorum. Thomas Hoepker, Antartika, 1969 14. Attila İlhan – Kar Kasidesi Dinmez boşluklarda karın soğuk ve sürekli ısrarı Yumuşak hantallığıyla kaplayışı uçurumları Kül mavisi bir pus ufka bir perde çeker de Kayıp kervanlar belirir uyandırıp korkunç hanları Duyulur batmış şehirlerin boğuk sabah ezanları Kılıç gibi bir mehtabın yarattığı o depremde Getirip akla çocukluktan bilinmez hangi soruları Kar gecesi uyandırır ölüme değgin korkuları Yalnızlık bir samanyoludur genişler düşüncede

cahit sıtkı tarancı kar şiiri